Esas No: 2010/1367
Karar No: 2011/1365
Karar Tarihi: 08.03.2011
İşin Kıymetine Göre Bedel Tahsisi - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2010/1367 Esas 2011/1365 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıya ait arsaya 5 katlı ev ve işyeri yapımını yüklenmiş, ancak iş bedelini davalı ödemediği için bedelin tahsili istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının teklif ettiği yemine rağmen iş bedelinin ödenip ödenmediğini kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davacının yemin teklifi üzerine yapılan yeminin hukuksal bir sonuç doğurabilmesi için ispat yükümlülüğünün davalıda olduğunu kabul ederek, iş bedelinin ödenip ödenmediğinin tespitinin uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda Borçlar Kanunu'nun 355 ve 366. maddeleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 239 ve 354. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
15. Hukuk Dairesi 2010/1367 E., 2011/1365 K.
15. Hukuk Dairesi 2010/1367 E., 2011/1365 K.
- İŞİN KIYMETİNE GÖRE BEDEL TAHSİSİ
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 366 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 239 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 354 ]
"İçtihat Metni"
Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin yüklenici sıfatıyla davalıya ait arsaya, 195.000,00 TL götürü bedelle 5 katlı ev ve işyeri yapımını yüklendiğini ve buna ilişkin taraflar arasında "sözlü sözleşme" yapıldığını; davacının yüklendiği edimini ifa etmiş olduğu halde, davalının iş bedelini ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde yanlar arasında kurulduğu ileri sürülen akdî ilişkiyi inkâr ettiği halde; davacı tarafından önerilen yemini eda ederek yeminli açıklamasında, yanlar arasında davacı tarafın kurulduğunu iddia ettiği akdî ilişkiyi ve dolayısıyla "sözlü sözleşme" yapıldığını kabul etmiştir. Yanlar arasındaki akdî ilişki, BK"nın 355. maddesinde tanımlandığı üzere niteliğince, bir eser sözleşmesidir. Davacı yüklenici; davalı ise, eser sahibidir.
BK"nın 364. maddesi gereğince; taraflar arasında değişik bir düzenleme kararlaştırılmamış ise, işin bedeli teslim zamanında ödenir. Yapılan şey parça parça teslim edildikçe iş bedelinin ödenmesi kararlaştırılmış ise; her kısmın bedeli onun teslimi zamanında ödenmek gerekir. İşin yapılarak iş sahibine teslim edildiğini ve hak edilen iş bedelinin istenebilir olduğunu davacı; iş bedelinin tamamen veya kısmen yükleniciye ödendiğini ya da istenebilir olmadığını iş sahibi, yasal delillerle kanıtlamakla ödevlidir. Somut olayda, sözleşme konusu işin kendisine teslim edilmiş olduğunu kabul etmiş olduğuna göre, iş bedelini davacı yükleniciye ödediğini davalı yasal delillerle kanıtlamakla ödevlidir. Uyuşmazlık konusu iş bedelinin ödenip ödenmediğini kanıtlamakla ödevli olduğu mahkemece kabul edilerek davacı yüklenici tarafından davalıya "yemin önerisinde" bulunması gerektiği hatırlatılarak önerilen yeminin davalı tarafından yerine getirilmesi sonucu mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de; hatırlatma suretiyle de olsa davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafından eda edilmiş olması, HUMK"nın 239 ve 354. maddeleri hükümlerine aykırı olmuştur. Çünkü, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 30.10.1991 tarih, 1991/11-384 Esas ve 1991/543 Karar sayılı ilâmında da vurgulandığı üzere; ispat yükümlülüğü üzerinde olmayan tarafın yemin teklif etmesi halinde, mahkemenin ispat yükümlülüğünün kendisinde olmadığını ve bu yükümlülüğü devralıp almayacağını açıkça sorarak kabul ettiği takdirde, bunu tutanağa yazdıktan sonra yemini eda ettirmesi gerekmektedir. Aksi halde, yemin teklifi ve bunun eda edilmiş olması, hukuksal bir sonuç doğurmaz. O halde, yasaya aykırı olarak iş bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin olarak da, davalıya eda ettirilen yemin sonucu mahkemece, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yanlar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve iş bedeli tutarına yönelik olarak da taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğundan mahkemece yapılacak iş; BK"nın 366. maddesi gereğince, uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif ve inceleme yapılmak suretiyle işin yapıldığı zamandaki serbest piyasa rayicine göre iş bedelinin belirlenmesi ve az yukarıda açıklandığı üzere, iş bedelinin ödenmiş olduğunu yasal delillerle kanıtlamakla ödevli olan davalıya olanak verilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olmalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden mahkemece, iş bedelinin ödenmesi hususunda ispat yükümlülüğünde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi