Esas No: 2022/2698
Karar No: 2022/4057
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2698 Esas 2022/4057 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2698 E. , 2022/4057 K.Özet:
Davalıların ortaklığın giderilmesi davasında kararın temyizi için Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurdukları, ancak Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere yapılan tebligatla ilgili iki aşamalı bir yöntem benimsediği belirtildi. İlk aşamada, mavi zarf kullanılmaksızın önce bilinen veya en son adresine tebligat yapılması gerektiği vurgulandı. Eğer muhatabın bu adreste bulunmadığı anlaşılırsa, tebliğ memurunun araştırmalar yapıp tebligatın kendisine ulaşmasının sağlanması gerektiği belirtildi. İkinci aşamada, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin belirlenememesi durumunda tebliğ evrakının çıkartıldığı merciye geri gönderilmesi, ancak bu aşamadan sonra adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi üzerinden tebligat yapılabilmesi mümkün olduğu ifade edildi. Yabancı memlekette tebligat usulü de kanunda düzenlendiği, bu durumda salvaiyetli memur veya konsolos tarafından tebligatın yapılabilmesinin uygun olduğuna işaret edildi. Kararda, davaların usulsüz gerçekleştiği belirtilerek Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararların tebliğinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Kullanılan kanun maddeleri şu şekildedir: TK m. 10, TK m. 20, TK m. 21, TK m. 25, TK m. 25/a, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
I-7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a)Bu Kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
II-Tebligat Kanununun 25. maddesinde ise yabancı memlekette tebligat usulü düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Kanunun 25/a maddesine göre de kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Davalı ...’un "...." adresine gerekçeli karar tebliği çıkarılmış, Viyana Başkonsolosluğu’nun 28.09.2021 tarihli yazı cevabında; davalı ...’a TK m.25/a uyarınca tebligat yapılmak üzere Başkonsolosluğa ihtarlı tebliğ bildirimiyle davet edildiği davalının posta kutusuna/kapısına ihbarname bırakıldığı halde adı geçen tarafından yasal süresi içerisinde teslim alınmadığı şerhiyle Başkonsolosluğa iade edildiği bildirilmiş ancak tebligatın Avusturya Kanunlarına göre gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağı bildirilmediğinden usulsüz olduğu anlaşıldığından,
2- Davalı ... mirasçılarından ...’e yapılan gerekçeli karar tebliği TK m.21/1 uyarınca yapılmış olmasına rağmen adresin geçici kapalı olduğu gerekçesiyle muhtarlığa teslim edilmiş olup, tebligat parçasından muhatabın nerede olduğu; muhatap hakkında kimden bilgi alındığı anlaşılamadığından tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından,
Mahkemece yukarıda adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararların tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 06.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.