Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1038 Esas 2020/5640 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1038
Karar No: 2020/5640
Karar Tarihi: 02.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1038 Esas 2020/5640 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1038 E.  ,  2020/5640 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 01.04.2019 tarih ve 2017/1336 E- 2019/388 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 28.11.2019 tarih ve 2019/2279 E- 2019/1527 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili Axa Sigorta A.Ş. tarafından Emtia Abonman Sigorta poliçesi ile sigortalanan emtiaların davalı taşıyıcı firma tarafından ... (çekici-dorse) plaka sayılı araçlarla taşındığını, taşıma sonunda yapılan kontrollerde emtiaların bulunduğu kartonların ıslak ve eksik olduğunun, konteyner kapak tavan kısmında su sızıntısı olduğunun ve burada bir delik olduğunun, emtia istifinin bozulduğunun, ambalajların hasarlandığının anlaşıldığını, bu hususların ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, söz konusu zararların taşıma esnasında gerçekleştiğini, eksik teslim edilen emtia ve hasar bedeli olan 23.185,93 USD"nin 30.07.2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, TTK. 1472. maddesi gereğince müvekkili şirketin sigortalının haklarına halef olduğunu ve TTK. 781. maddesi gereğince taşıyıcının hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 23.185,93 USD rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili şirketin 4-5 yıldır sigortalı Enka İnş. ve San. Tic. A.Ş."nin mallarını taşıdığını, şimdiye kadar herhangi bir sorun yaşanmadığını, müvekkili şirketin davaya konu emtianın hasarlanmasında herhangi bir kusurunun olmadığını, gereken tüm özen ve ihtimamı gösterdiğini, söz konusu emtianın 28.11.2014 tarihinde Ankara"dan teslim alındıktan sonra Gümrük Müdürlüğü"nce sayımının yapıldığını, daha sonra konteynerin ve kurşunlu mühür ile mühürlendiğini, bu haliyle teslim yeri olan Afganistan"ın Kabil ilinde 17.01.2015 tarihinde Enka İnş. A.Ş. çalışanlarına teslim edildiğini, teslim tutanağında herhangi bir hasarın olmadığının belirtildiğini, teslim tarihi 17.01.2015 tarihi olmasına rağmen malların 04.02.2015 tarihinde teslim edildiğinin iddia edildiğini, malların bu süre içerisinde hasarlanmış olabileceğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 01.04.2014 tarihli Abonman Sigorta Poliçesinden sonra yapılan 29.05.2014 tarihli Blok Emtia Abonman Poliçesinde sevkiyatın bitiş yerinin Afganistan olarak belirlendiği, sigorta ekspertiz raporuna göre ödenen 23.185,93 USD tazminattan davalının sorumlu olacağı, davacı ... şirketinin davalıyı dava tarihinden önce temerrüte düşürdüğünü ispat edemediği, davacının CMR 27.maddesi gereği yıllık % 5 faiz talebinde bulunabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 23.185,93 USD"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davalı tarafından taşınan dava dışı Enka İnş. A.Ş."ye ait emtiaların taşıma sırasında taşımayı yapmak için kullanılan taşıtın kusurlu olması nedeniyle hasara uğradığı, bu nedenle davalı taşıyıcının CMR konvansiyonunun 17/3. gereğince zarardan sorumlu olduğu, münferit poliçede taşımanın Afganistan"a yapılacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle halefiyet koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1. maddesine uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi"nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı, taşınan emtianın alıcı firmaya varışına müteakip yapılan kontrollerde emtiaların bulunduğu kartonların ıslak olduğunu, özellikle konteyner kapak tavan kısmında su sızıntısı ve burada bir delik olduğunu, emtia istifinin bozulduğunu, bazı kolilerin ıslanarak mukavemetini kaybettiğini, iç köpük ambalajlarının hasarlanarak mukavemetini kaybettiğini tüm bu zararların taşıma esnasında olduğunu, mal tesliminin eksik ve hasarlı olarak yapıldığını, davalı nakliye firmasının yetkili temsilcisinin de imzasının olduğu mal teslim tutanağı ile hasarın tespit edildiğini iddia ederek dava dışı sigortalıya ödediği 23,185,93 USD bedelin rücuen tahsilini talep etmiştir. Davalı ise taşınan malın Gümrük Müdürlüğünce sayımının yapıldığını, kurşun mühürlü kapalı konteynerde taşındığını ve aynı şekilde mühürlü olarak malın alıcısına 17.01.2015 tarihinde teslim edildiğini, oysa malın alıcısı dava dışı firmanın emtiaları 04.02.2015 tarihinde teslim aldığını iddia ettiğini, CMR senedine harhangi bir hasar kaydı düşülmediğini ve bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur.
    Mahkemece, sigorta ekspertiz raporuna ve bilirkişi raporuna göre davalının hasardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince emtiaların taşımayı yapan aracın kusurlu olması nedeniyle hasara uğradığı ve bu nedenle davalının CMR 17/3. md. gereğince zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Dava konusunun, Türkiye’den Afganistan’a yapılan taşıma esnasında meydana gelen hasarın tahsiline ilişkin olması karşısında, somut olayda "Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi (CMR)" nin uygulanması gerekmektedir. Taşıyıcının mesuliyeti, Konvansiyonunun 17. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre taşımacının, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması halinde taşımacının sorumlu tutulamayacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda istenebilecek tazminat ve tazminatın hesaplanma şekli de CMR"nin 23-28. maddelerinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, CMR’de temel ilke taşıyıcının gerçek zararı aşmamak üzere sınırlı, sorumlu olmasıdır. Meydana gelen gerçek zararın anılan maddelerde belirlenen sınırlı sorumluluk miktarını aşması halinde taşıyıcı sınırlı sorumluluk miktarı kadar sorumlu olacaktır.
    Somut olayda, dosya kapsamında bulunan ekspertiz raporunda, 183 kap ahşap dolaptan 36 adedinin eksik, 26 adedinin de ıslak olduğu, eksikliğin ve hasarın nerede ve ne zaman meydana geldiği tam olarak tespit edilememekle birlikte, nakliyeci firma sorumluluğunda iken, nakliyenin bir aşamasında (muhtemelen konteynerin bir şekilde hasarlanmış olması nedeniyle konteynerde delik ve koliler arasında boşluk oluşması sonucunu doğurmuş) meydana geldiği sonucuna varılmış, 19.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise somut olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadan hasardan davalının sorumlu olacağı belirtilmiştir.
    Ancak, davacı tarafından dosyaya sunulan, bilirkişi ve mahkemece hükme esas alınan taşımaya ilişkin belgelerin dosyada tercümesi bulunmamakta olup öncelikle dava konusu taşımaya ilişkin tüm belgelerin Türkçe tercümesinin dosya kapsamına alınması gerekmektedir. Anılan eksiklik nedeniyle davalı yanca malın sağlam olarak 17.01.2015 de teslim edildiği savunulduğu halde bu savunmanın doğruluğu ve hasarın CMR 30. maddede belirtilen sürelerde ihbar edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Ayrıca, eksper raporunda malın konteynerde taşındığı ancak konteynerin tavanının delik olması nedeniyle su aldığınının belirtilmiş olması karşısında CMR 17. maddesi gereğince taşıyanın bu durumda sorumluluğunun ne olacağı hususunda bir değerlendirme yapılmadığı gibi taşıyanın CMR 29. madde gereğince kaideten sınırlı sorumlu olduğu ve ancak sınırlı sorumluluğunun kalktığı durumlarda zararın tamamından sorumlu olacağı hususları gözetilerek aynı Konvansiyonun 23. maddesi gereğince hesaplama yapılması gerekirken bu konularda hiç bir değerlendirme yapılmadan ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması dahi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara