Esas No: 2021/7900
Karar No: 2022/4189
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7900 Esas 2022/4189 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7900 E. , 2022/4189 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14/03/2014 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni, ecrimisil ve eşyaların iadesi talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın davacı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı ... yönünden elatmanın ve eşyaların iadesi talebinin reddine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne dair verilen 27/05/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
DAVA
Davacılar vekili, müvekkillerinin paydaş olduğu dava konusu 60 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 4 adet (4/A, 4/B, 4/C ve 4/E no'lu) dükkan bulunduğunu, 4/C ve 4/E numaralı dükkanların tüm paydaşlar tarafından davalıya kiraya verilmesine rağmen 4/A ve 4/B nolu dükkanlarında vekil edenlerinin rızası hilafına dava dışı paydaş ... ile anlaşılmak suretiyle işgal edildiği gibi davacı ...’in dükkanlarda bulunan eşyalarınında alındığını belirterek, davalının 4/A ve 4/B nolu dükkanlara yapmış olduğu müdahalenin men’ine, eşyalarının aynen iadesine aynen iadenin mümkün olmaması halinde 5.600 TL’nin 21.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve 21.10.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak 5.000 TL ecrimisil bedelinin de davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, vekil edeni ... yönünden davadan feragat etmiştir.
2. CEVAP
Davalı vekili, müvekkillinin Silifke 2. Noterliği'nin 06.08.2007 tarihli ve 3319 yevmiye nolu işlemi ile davacılardan ... ile kira sözleşmesi yaptığını, kira sözleşmesinin ardından hissedar ...'ın dava açarak kendisine düşen hisse bedelinin ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafından iki hissedarın bir araya getirilerek anlaşma imzalandığını, anlaşma gereğince taraflara düşen kira bedelinin düzenli olarak mal sahiplerine ödendiğini, 10.09.2013 tarihine kadar olan ödemelerin elden imza karşılığı yapıldığını, bu tarihten sonrakilerin ise bankaya yatırıldığını, dava dilekçesinde belirtilen eşyaların olduğu gibi taraflara ait dükkan içinde bulunduğunu, bu eşyalar üzerinde herhangi bir tasarruflarının bulunmadığını ve vekil edenine husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1. Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/228 E. 2015/666 K. sayılı ve 10.09.2015 tarihli kararı ile, davacı ... yönünden davasının feragat nedeniyle son bulmasına, davacı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
3.2. Bozma
İlk derece mahkemesinin 10.09.2015 tarihli kararını davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/7954 E. 2019/11126 K. sayılı ve 10.12.2019 tarihli ilamı ile, " 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin davacılardan ... ile ilgili bölüm yönünden tüm, diğer davacı ... yönünden ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacılardan ... vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Öte yandan, arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 691. (Eski 624.) maddesi, müşterek mülkiyette önemli idari tasarrufların hüküm ifade edebilmesini; pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlamıştır. 06.05.1955 tarihli ve 12/18 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Değinilen yasal düzenleme ve yargısal uygulamaya göre pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanıma olanağı yoktur. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 69 ada 60 parsel sayılı taşınmazın Arsa vasfı ile 1/3’er oranda davacılar ve dava dışı ... adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğu, dava dışı ... tarafından taşınmaz üzerinde bulunan (çekişmeli) iki dükkanın davalıya kiralandığı, ilgili sözleşme pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmaksızın yapılmış olduğundan davacılar yönünden geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, davalı tarafından taşınmazın kullanımına karşılık olmak üzere bankaya yatırıldığı belirtilen ödemelerin tek başına kira sözleşmesinin benimsendiği anlamına gelmesi de mümkün değildir. Ancak, var ise bu ödemlerin tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde belirlenerek tespit edilecek ecrimisil alacağından mahsubu gerekmektedir. Bu durumda, davalının çekişme konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı ve pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamayan, başka bir ifadeyle, geçerli bir kira sözleşmesi olmaksızın 4/A ve 4/B nolu dükkanları kullandığı dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca, (öncelikle) yukarıda izah edilen ilkeler ve 4/A nolu dükkandaki eşyaların olduğu kısımda gözetilerek ecrimisil alacağının hesaplanması, (akabinde) belirlenen bu değerden davalının çekişmeli dükkanlara ilişkin var ise yaptığı ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. 3.Davacı vekilinin müdahalenin men'ine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde, davalının dayanak olarak göstermiş oldukları kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmamış olduğu, bu haliyle davacı yönünden geçerli bir kira sözleşmesi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Mahkemece, müdahalenin men’i davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, kira sözleşmenin geçerli olduğundan bahisle bu talebin reddine karar verilmesi de doğru değildir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.3. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davacı ... yönünden açılan davaların feragat nedeniyle reddine, davacı ... yönünden eşyalar ve elatmanın önlenmesi taleplerinin reddine, ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 22,97 TL ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
4. TEMYİZ
4.1. Temyiz İsteminde Bulunan
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
4.2. Temyiz Nedenleri
Mahkemenin bozma ilamında belirtilen hususların hiçbirini araştırmadan yanlış değerlendirmeyle karar verdiğini, mahallinde yapılan keşif ile tecavüz edilen binanın yıkılmış olduğunun görüldüğünü, ancak dava tarihinde yıkılmadan önce müdahale bulunduğunun belli olduğunu, müdahalenin kabulünün gerektiğini, delillerin ve tanıklarının süresinde mahkemeye sunulmasına rağmen mahkemece süresinde verilmediği gerekçesiyle dinlenmediğini, bilirkişi tarafından da eşyaların zararı tespit edildiği halde mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, davacı ... yönünden sadece eşyalar hakkındaki alacak talebinden feragat edildiğini, mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak yanlış vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, kararın bozulmasını istemiştir.
5. GEREKÇE
5.1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, müdahalenin men'i, ecrimisil ve eşyaların iadesi istemlerine ilişkindir.
5.2. Değerlendirme
İlk derece mahkemesi, bozma kararından sonra ya kararında direnir ya da bu bozma kararına uyabilir. Bozmaya uyma kararı verilmesi halinde mahkeme, bozma kararı kapsamında inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Her ne kadar hakimin ara kararından dönebilmesi mümkün ise de bozmaya ilişkin karar bu kuralın istisnasıdır. İlk derece mahkemesi, bozma kararına iradi ve kanuni şekilde uyma kararı verdikten sonra, bozma kararında gösterilen şekilde inceleme, araştırma yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Somut olaya gelince, her ne kadar mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece 10.09.2015 tarihinde verilen kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/7954 E. 2019/11126 K. sayılı ve 10.12.2019 tarihli ilamı ile, davacının açtığı elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen gerekçe gösterilmeden elatmanın önlenmesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Açıklandığı üzere mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde davacının elatmanın önlenmesi talebi yönünden bozma gereğinin yerine getirilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
6. SONUÇ: Yukarıda (5.3.) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.