Esas No: 2021/4223
Karar No: 2022/4457
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4223 Esas 2022/4457 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4223 E. , 2022/4457 K.Özet:
Davacı tarafından, kat mülkiyeti kurulu olan bir taşınmazın ortak alanına yapılan müdahale nedeniyle ecrimisil istemiyle açılan davada, mahkeme ilk olarak Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanamayacağına karar vermiştir. Ancak, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin daha önce verdiği karara göre, ihtilafın Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre değil, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, davalının ortak alana haksız müdahalesi sabit olduğu için, haksız el atmaktan kaynaklanan ecrimisil talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın detaylı incelenmesinde ise, davacının daha önce Sulh Hukuk Mahkemesi'ne müracaat ederek müdahalenin men'ine karar verdirilmesine rağmen, bu kararın infazının gerçekleşmemesi durumunda Kat Mülkiyeti Kanunu'na karşı hile oluşturacağı düşünülebilir. Ancak, bu durumun, haksız el atmaktan kaynaklanan ecrimisile ilişkin hukuki yaptırımın geri alınmasına yol açmayacağı belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6100 sayılı HMK 2/1. Maddesi, Kat Mülkiyeti Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kat mülkiyeti kurulmuş olan taşınmazda ortak alana yapılan müdahale nedeniyle ecrimisil istenmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin görev yönünden yaptığı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30/01/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22/06/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davalı şirketin, Kat Mülkiyetine tabi bulunan taşınmazda, ortak alan olan koridoru kapatarak diğer kat maliklerinin kullanımını engellediği yapılan yargılama sırasında toplanan delillerle sabittir. İlk derece mahkemesi, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 18/03/2019 tarih, 2018/3367 Esas 2019/1814 Karar sayılı onama kararını gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiş, bu karar Dairemizin çoğunluk görüşü ile de onanmıştır.
Ancak; ilk temyiz incelemesini yapan Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 29/11/2016 tarih 2015/22633 Esas 2016/12630 Karar sayılı kararında, "...dava, ortak alana yapılan müdahale neticesinde kullanımdan kaynaklanan salt ecrimisil istemine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK 2/1. Maddesi gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan; mahkemece davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken..." şeklindeki gerekçesi ile, taraflar arasındaki ihtilafın Kat Mülkiyeti hükümlerine göre değil, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, Kat Mülkiyeti Kanunun'dan kaynaklanan ihtilaflarda görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin değil, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna hükmetmiştir. Buna rağmen, temyize konu ilk derece mahkemesince Kat Mülkiyeti Kanunu'na atıfta bulunularak davayı reddetmesi ve kararın Dairemizce de onanması çelişkidir; Zira, 18. Hukuk Dairesi, taraflar arasındaki ihtilafta Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uyulanamayacağından söz ederek görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna hükmetmiş, ancak işin esasını inceleyen Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davayı Kat Mülkiyeti Kanunu'na dayanarak reddetmiştir. Bu durumda, 18. Hukuk Dairesi'nin görev bozması da anlamını yitirmiştir.
İkinci olarak; ilk derece mahkemesince, Kat Mülkiyeti'ne tabi taşınmazlarda ortak alanların kiraya verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın tarafları arasında bir kira ilişkisi bulunmadığı gibi, tarafların da böyle bir iddia ya da savunmaları bulunmamaktadır. Davanın konusunu, ortak alana haksız el atmadan kaynaklanan ecrimisil talebi oluşturmaktadır. İhtilafın, 18. Hukuk Dairesi'nin yukarıda numarası belirtilen kararında da belirtildiği gibi, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Davacının, davalının ortak alana haksız müdahalesenin men'i için daha önce Sulh Hukuk Mahkemesi'ne müracaatta bulunduğu, mahkemece müdahalenin men'ine karar verildiği, buna rağmen davacının bu kararı infaz ettirmeyerek kira talebinde bulunmasının, Kat Mülkiyeti Kanunu'na karşı hile oluşturacağı düşünülebilir ise de; kesinleşmiş men kararının icraya konulması ya da konulmaması, diğer kat malikleri ile davacı arasındaki bir iç ilişkidir ve dosyaya yansıyan ihtilafa bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısı ile, davalının haksız el atmasının hukuki yaptırımdan uzak tutulmasının gerekçesi olamaz. Davalının haksız el atması sabit olduğuna göre, haksız el atmadan kaynaklanan ecrimisile de hükmedilmesi gerekir.
Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19/03/2014 tarih, 2013/3-752 Esas, 2014/334 Karar sayılı kararında, projesinde ortak kullanım alanı olan sığınağı bodrum katla birlikte ekonomik amaçla kullanan kişinin haksız işgal tazminatı ödemesi gerektiğine hükmederek, aksi yöndeki ilk derece mahkemesinin direnme kararını bozmuştur. Hukuk Genel Kurulu'nun emsal nitelikteki bu kararına rağmen davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın da onanması, hukuk güvenliğini ve mahkeme kararlarının öngörülebilirliğini ortadan kaldıracaktır.
Açıkladığım bu gerekçelerle İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulması gerektiği kanaatiyle, sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum.