Esas No: 2022/3102
Karar No: 2022/4432
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3102 Esas 2022/4432 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/3102 E. , 2022/4432 K.Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen itirazın iptali davasında verilen kararın, yapılan temyiz incelemelerinin ardından Hukuk Dairesi tarafından onandığı ancak karar düzeltme istemiyle yeniden incelendiği ve herhangi bir düzeltme gerektirmediği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Karşı oyda ise ilk derece mahkemesinin yeterli incelemeyi yapmadığı ve daha önceki bozma kararlarının da görmezden gelindiği, bu nedenle kararın yeniden bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, karar düzeltme isteminin reddi, HUMK'nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirine uymaması nedeniyle takdiren 660,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden tahsili ve ret harcının peşin alındığından yeniden alınmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri şunlardır: HUMK'nun 440. maddesi (karar düzeltme istemi reddedilirse kişinin para cezası ödemesini gerektirir), 442/son maddesi (karar düzeltme talebinin reddedilmesi durumunda takdiren para cezası ödeme yükümlülüğü doğar) ve 4421 Kanunu'nun 2 ve 4/b-1 maddeleri (kanun maddeleri uyarınca para cezası miktarı belirlenir).
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22/02/2022 gün ve 2021/6323 Esas, 2022/1264 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 660,00TL para cezasının düzeltme isteyenden tahsiline, ret harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 22/06/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Mevcut dosyada, Dairemizin oyçokluğu ile ilama bağladığı 22/02/2022 tarihli onama ilamına karşı davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş, sayın çoğunluk talebin reddine dair görüş belirtmekle muhalefetimiz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
İcra takibine itirazın iptaline ilişkin davada bozma ilamları sonrası, ilk derece mahkemesince 3. kez hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme yetersiz olup, bozmayı gerektirmektedir.
İlk karar sonrası, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18/02/2010 tarihli ilamı ile, özellikle eksik inceleme sebebiyle bozma kararı verildiği; bozma ilamına uyularak ikinci kararın temyizi üzerine bu sefer Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 tarihli ikinci bozma kararının tesis edildiği açıktır.
Dairemiz temyiz incelemesine konu yerel mahkemenin 22/09/2020 tarih ve 2020/106 Esas, 2020/156 Karar sayılı ilamında, son bozma ilamına uyulmuş olmakla birlikte, mahkemece hiç bir inceleme yapılmaksızın davanın sonuçlandırıldığı, böylece her iki bozma ilamına rağmen ısrarla bozma yönünde araştırma ve inceleme yapılmadığı, bir anlamda bozma ilamlarının görmezden gelindiği açıktır.
Özellikle davalının borca itiraz sebepleri hususunda gerekirse delil listesi çerçevesinde araştırma yapılması, gerektiğinde yemin delilinin de hatırlatılması şeklindeki açık bozma sebepleri bir anlamda yok sayılmış, şeklen bozmaya uyuluyormuş gibi davranılıp hiç bir inceleme yapılmadan mevcut sonuca ulaşılmıştır.
Mahkemenin bu uygulaması, lehine bozma yapılan tarafların kazanılmış haklarının çiğnenmesi ve böylece adil yargılanma hakkının yok sayılması sonucunu doğurduğu gibi, gerekçeli karar yazım konusundaki kural ve ilkelerin de ihlalini gündeme getirmektedir.
İlk kararın açıkça onanmış bir yönünün bulunmadığı, sair temyiz itirazlarının incelenmediği açık olduğu halde karar gerekçesinde kesinleşen hususlardan bahsedilmesi yeniden değerlendirilme yapılmayacağı açıklamaları da hatalıdır. Esasen karar hiç bir gerekçe taşımadığı için HMK 297. vd. maddeleri yönünden de usul ve esasa aykırılıklar taşımaktadır.
Yukarıda açıklanan hususlar gereğince öncelikle gerekçesizlik sebebiyle ilk derece mahkeme kararının bozulması, ayrıca önceki bozma ilamlarına uyulduğu belirtildiği halde, hiç bir araştırma yapılmadan sonuca ulaşılmış olması sebebiyle de kararın yeniden bozulması gerektiği kanaatinde bulunduğum için sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddi görüşüne iştirak etmediğimi karşı oy olarak açıklıyorum.