Esas No: 2022/1610
Karar No: 2022/4741
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1610 Esas 2022/4741 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1610 E. , 2022/4741 K.Özet:
Davacı, bir taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bu taşınmazın satıldığını, üzerindeki muhdesatların kendisine ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil veya muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili için davalılar aleyhine dava açmıştır. Mahkeme, davacının taleplerinin kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar vermiştir. Davacı ve davalıların temyiz itirazları üzerine Yargıtay, davalılardan birinin tazminat sorumluluğu olmadığına, yapı ve ağaçlardan dolayı zenginleşen tarafa hükmedilmesi gerektiğine ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmeden hüküm kurulmaması gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu'nun 684. ve 686. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 24/12/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 26/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili; davalı ... ve davalı Tapu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 525 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu yere ilişkin davacı adına tapu tahsis belgesi düzenlendiğini, ancak taşınmazın davalı ...'a satıldığını, üzerinde kendisine ait muhdesatlar bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde muhdesatların tespiti ile bedelinin tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 25/06/2015 tarihinde davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10/10/2018 tarihli kararı ile ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, muhdesatın aidiyeti talebinin kabulüne, davacıya ait olduğu tespit edilen muhdesatlar için 216.548,09 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... ve davalı ... Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... Başkanlığı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı ...'ın temyiz itirazları yönünden;
Dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesattan dolayı tazminata hükmedilmişse de mahkemece varılan sonuç doğru değildir. TMK'nın 684. maddesi; "Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur." TMK'nın 686. maddesi de; "Bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar." hükümlerini içermektedir. Davalı ... 12/01/2010 tarihinde adına tescil talep etmekle dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı sahibi olduğundan üzerindeki muhdesatlar ile birlikte taşınmazı edindiğinin kabulü gerekir. Bu sebeple davalının tazminatla sorumlu tutulması doğru değildir.
3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz üzerinde 2 katlı betonarme- yağma 160 m2 evin, 2 katlı alt katı taş, üst katı beton 171,20 m2 evin, tek katlı briketten yapılan 48.00 m2 ahırın, üstü açık ağaç diyagonaller ile inşa edilen 120.00 m2 davar ahırının ve taşınmaz üzerinde bulunan 4 adet ceviz ağacı, 3 adet elma ağacı, 2 adet ayva ağacı, 1 adet vişne ağacı, 2 adet kiraz ağacı ve 50 adet badem ağacı olmak üzere toplam 62 adet ağacın bulunduğu ve bunların davacıya aidiyetine karar verildiğine göre yapı ve ağaçlardan dolayı zenginleşen tarafın tespiti ile tazminattan sorumlu tutulması gerekirken yukarıda 2 No'lu bentte açıklanan sebeplerle ...'ın sorumlu tutulması doğru değildir.
Bundan ayrı, 08/05/2015 tarihinde mahallinde yapılan ilk keşif sonucu ziraat mühendisi bilirkişi ......,tarafından düzenlenmiş olan 20/05/2015 havale tarihli raporda dava konusu taşınmaz üzerinde 516 adet muhtelif cins ve yaşlarda omca ve meyra ağaçlarının bulunduğu ve dava tarihi itibariyle toplam değerinin 95.726,52 TL olduğu belirtilmiş, bozma kararından sonra 26/03/2021 tarihinde yapılan keşif sonrası ziraat mühendisi bilirkişi...'ın düzenlediği 11/10/2021 tarihli ek raporda toplam 62 adet ağaç bulunduğu ve değerlerinin 20.393,09 TL olduğu belirlenmiş, böylece ziraatçi bilirkişi raporları arasında çelişki oluşmuştur. Ziraatçi bilirkişi raporları arasındaki bu çelişki açık ve denetlenebilir şekilde giderilmeden hüküm kurulması da doğru değildir.
Dava konusu 525 parsel sayılı taşınmaz 31.12.1954 tarihinde ham toprak niteliği ile tapulama sonucu Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş, Hazine tarafından 25/08/2004 tarihinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne, 11/11/2005 tarihinde ... Başkanlığına devredilmiş, ... tarafından 27/01/2009'da ...'e satılmış, 11/06/2009'da ...'a 12/01/2010'da davalı ...'a satılarak devredilmiş olup, davacı tarafından Elazığ Valiliğine husumet yöneltilmiş olmakla mahkemece temsilcide hata yapıldığı tespit edilerek karar başlığında Hazine yerine Elazığ Valiliğinin gösterilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca ve açıklanan diğer nedenlerle davalı ... ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.