Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2665 Esas 2022/5311 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2665
Karar No: 2022/5311
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2665 Esas 2022/5311 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/2665 E.  ,  2022/5311 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACI- BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
    DAVALILAR-BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
    DAVACILAR : ... vd.


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/04/2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ile satış vaadi sözleşmesinin iptali, denkleştirme, olmazsa tenkis talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 21/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı- karşı davalı vekili ve davalılar- birleştirilen davada davacılar vekili, duruşmasız olarak temyiz eden bir kısım davalılar- birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20/09/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar- birleştirilen davada davacılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR
    Davacı vekili 03.04.2013 tarihli dilekçesi ile davacı ile davalıların murisi ve kendisinin eşi olan ... arasında 04.04.2003 tarihli ve 04167 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, tapu maliki kök muris ... (...)'in 17.05.1982 tarihinde, murisin eşi ...'ın ise 25.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, 156 parsel sayılı 33.978 m2 tarla cinsli taşınmazda muris ...'in 3/20 payından muris ...'a isabet edecek olan payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
    Diğer davalılar; öncelikle iştirak halindeki mülkiyet nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, kendilerinin murisin ilk eşinden olan çocukları olduklarını murisleri babaları ...'ın kendilerinden mal kaçırma amacıyla ikinci eşi olan davacıya yapılan satışın muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğunu, davanın reddini savunmuşlar; birleştirilen 2014/126 Esas sayılı dosyada ise mirasçılardan ...,... 30.04.2014 tarihli dilekçe ile muris muvazaası nedeniyle 04.04.2003 tarih 04167 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptalini, mümkün olmadığı takdirde mirasta iade ve tenkis istemişlerdir.
    Mahkemece, muris ...'ın davacı ... ile sonradan evlendiği, 20 yıllık ikinci eşi olduğu, yıllarca kanser hastası olan eşine en iyi şekilde baktığı, ayrıca, murisin işlerinin ve maddi durumunun kötüye gitmesi nedeniyle davacı ...'ın kendisine ait taşınmazı satarak parasını verdiği, bunların karşılığında muris ...'ın dava konusu yerdeki payını eşine sattığı, bu itibarla yapılan pay devrinin hizmet olarak yerine getirilmiş olduğu, devrin karşılıksız hibe şeklinde olmadığı, satış vaadi sözleşmesinin geçerli bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen kararın, davalılar ve birleştirilen dosyanın davacıları vekili temyizi üzerine 07.02.2017 tarihli 2016/17496 Esas – 2017/778 Karar sayılı ilamı ile satış vaadi sözleşmesinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması ve incelenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davacı- birleştirilen dosya davalı vekili ve bir kısım davalılar- birleştirilen dosya davacılar vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
    Mahkemece asıl davanın davalı ... yönünden kabulü ile;156 parsel sayılı taşınmazda ... adına düşecek paydan yine ...'a miras hissesi sonucu intikal edecek olan payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, hüküm sonucunda davalı ...'dan iptal edilen ve davacılar adına tesciline karar verilen payın miktarının açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de asıl dava yönünden davalılar ..., ..., ..., ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalıların paylara tekabül eden değer üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekirken, sadece davalılar ... ve ...'a düşen payın değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca; birleştirilen dava yönünden davanın kabulüne karar verildiğinden nisbi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 8.400,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı- birleştirilen davada davalıdan alınarak davalılar- birleştirilen davada davacılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


















    Hemen Ara