Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5611 Esas 2022/5888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5611
Karar No: 2022/5888
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5611 Esas 2022/5888 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/5611 E.  ,  2022/5888 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Urla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2017 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.10.2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Dava elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirilmesi istemlerine ilişkindir.
    Davacılar vekili, müvekkillerinin İzmir ili, Urla ilçesi, 2104 ada 7 parsel sayılı taşınmazda kain 1 numaralı dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün iştirak halindeki paydaşlarından olduğunu, davalının paydaş olmadığını, davalının dava konusu bağımsız bölümü uzun zamandır pastane olarak kullandığını, müvekkillerinden ...'nın işyerindeki payını tek başına hareket edebileceğini düşünerek kira sözleşmesi düzenleyerek davalının kullanmasına izin verdiğini, davacı ... tarafından bu duruma itiraz edildiğini, davalı tarafından gönderilen ihtarname içeriğinde taşınmaz için tarafından ödenen bedellerin ecrimisil olduğunu beyan ettiğini, bu durumda kira sözleşmesinin varlığı ve geçerliliği kalmadığından elatmanın önlenmesine, davalı tarafından yapılan ruhsata aykırı tadilat ve eklentilerin kaldırılarak eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazın kullanımının 2002 yılından 2009 yılına kadar davalının babası ... ... ... ve davacı ... Yazıcıya bırakıldığını, bu kullanım için davacı ... Yazıcıya ecrimisil ödendiğini, 2009 yılından sonra taşınmazın kullanımının davalının babasına bırakıldığını, bu tarihten sonra da davacılara ... ... ... adına oğlu müvekkili tarafından ecrimisil ödendiğini, o zamandan bu zamana kadar kimsenin itirazı olmadığını, ecrimisil bedelinin her yıl enflasyon oranında arttırıldığını, taşınmazın içerisinde yapılan dekorasyon değişikliğinin büyük tadilat kapsamında olmadığını ve taşınmazda herhangi bir kalıcı değişiklik içermediğini, bu değişiklikler için belediyeye başvuruda bulunduğunu söz konusu tadilat için ruhsata gerek olmadığının bildirdiğini, davacıların kötü niyetli davrandıklarından bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin bu tür davalarda, davalı taşınmazın tüm kayıt maliklerinin davada yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; tapu kayıtlarına göre davacıların dava konusu taşınmazda elbirliği ile paydaş olduğu anlaşılmıştır. Mahkemenin bir kısım eklentilerinin yıkımına karar verdiği bağımsız bölüm elbirliği mülkiyet rejimine tabi olarak davacılar ve davada taraf olmayan ... ve ... ... ...'nın mülkiyetindedir. Yıkım dava dışı paydaşların hakkını etkileyeceğinden dava dışı paydaşlar davaya katılmadan aleyhlerine sonuç doğuracak şekilde yıkım kararı verilemez. Esasen kurulan hükmün dava dışı paydaşlar bakımından infaz olanağından da söz edilemez.
    Mahkemece taraf teşkili tamamlandıktan sonra bir hükme ulaşılması yerine, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; mahkemece kal kararı verildiği halde bilirkişiden ek rapor alınarak yıkımına karar verilen yerlerin ölçülerinin ve koordinatlarının belirlenip, krokisinde harflendirilmesinin istenmesi, hükümde haksız elatma nedeni ile kal’ine karar verilen yerlerin ayrı ayrı gösterilerek infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, karardan bir örneğin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 06.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara