Esas No: 2022/5623
Karar No: 2022/6048
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/5623 Esas 2022/6048 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/5623 E. , 2022/6048 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, 08.01.2007 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddinin talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.02.2007 (ek karar temyizi) günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'nin 02.11.2006 tarihinde vefat ettiğini belirterek; adı geçen murisin mirasını reddettiklerine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair karar verilmiş, davacılar vekili 09.03.2007 tarihli dilekçesi ile temyiz hakkından feragat ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, kararın davacılar vekiline 09.03.2007 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin 09.03.2007 tarihli dilekçesi ile temyiz hakkından feragat ettiğini bildirmiş olmakla, kararın 09.03.2007 tarihinde kesinleştiği şerh edilmiştir.
Davacılar adına 13.09.2021 ve 15.09.2021 tarihli vekaletnameleri dosyaya ibraz eden Av. ...'ın kararı temyiz etmesi üzerine, mahkemece 16.09.2021 tarihli ek karar ile davacılar vekili Av. ...'un 09.03.2007 tarihli temyiz hakkından feragat dilekçesine istinaden davanın kabulüne dair verilen kararın 09.03.2007 tarihinde kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
16.09.2021 tarihli ek kararı ve kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
1) Davacı ... yönünden temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı ... yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2) Davacı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Gerçek reddin, yasal koşullarının gerçekleşmesi halinde mirasçılar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, aynı Kanunun 605/2. maddesine dayalı olarak da dava açabilirler.
Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece de re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi; reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir.
Çocukları ilgilendiren davalarda, çocuk ile velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocuğa bir temsilci atanması gerekir (Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. maddesi).
Öte yandan; 6100 sayılı HMK'nın vekalete ilişkin 71 vd. maddelerinde; dava ehliyeti bulunan herkesin, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açıp takip edebileceği; davanın vekil aracılığıyla açılması ve takip edilmesinde, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere, Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanacağı; davaya vekâletin, kanunda özel yetki verilmesini gerektiren hususlar saklı kalmak üzere, hüküm kesinleşinceye kadar, vekilin davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsili ile buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsadığını, belirtilen bu yetkiyi kısıtlamaya yönelik bütün sınırlandırıcı işlemlerin, karşı taraf yönünden geçersiz olacağı; açıkça yetki verilmemiş ise vekilin sulh olamayacağı, hâkimi reddedemeyeceği, davanın tamamını ıslah edemeyeceği, yemin teklif edemeyeceği, yemini kabul, iade veya reddedemeyeceği, başkasını tevkil edemeyeceği, haczi kaldıramayacağı, müvekkilinin iflasını isteyemeyeceği, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamayacağı, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamayacağı ve bunlara muvafakat veremeyeceği, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramayacağı, davadan veya kanun yollarından feragat edemeyeceği, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemeyeceği, yargılamanın iadesi yoluna gidemeyeceği, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamayacağı, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açıp takip edemeyeceği; avukatın, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorunda olduğu; vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukatın, dava açamayacağı ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamayacağı, ancak gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkemenin, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebileceği, bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılacağı belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 11.01.2007 havale tarihli mirasın gerçek reddinin tespiti istemli dava dilekçesinde davanın davacı ... ve ...'ye velayeten ... adlarına Av. ... tarafından açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi ekindeki Üsküdar 1. Noterliğinin 15.11.2006 tarihli 26167 yevmiye sayılı vekaletnamesinde davacı ... kendi adına asaleten Av. ... ve diğerlerini vekil olarak seçmiş, davacı 17.06.2002 doğumlu kızı ... için ise velayeten vekil tayin etmemiştir. Anılan vekaletname sadece davacı ... tarafından verilmiştir. Bu durumda davacı ...'nin eldeki davada usulüne uygun temsil edildiği söylenemez. Mahkemece, yaşı küçük davacı için vekaletname temin edilmeden müteveffa ...mirasçısı ... yönünden de mirasın gerçek reddinin tespitine dair karar verilmesi doğru görülmemiş, 16.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bunun yanında; mirasın gerçek reddinin tespitinde mirasçı ... ile velayeti altındaki mirasçı ... arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak, yaşı küçük davacı için yasal temsilci tayin edilerek davada temsil edilmesi gerekirken, bu hususun da dikkate alınmaması doğru değil ise de, temyiz tarihinde davacı ... ergin olduğundan bu husustaki yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2.) bentte açıklanan nedenlerle, 16.09.2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 20.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.