Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5566 Esas 2022/6069 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5566
Karar No: 2022/6069
Karar Tarihi: 20.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5566 Esas 2022/6069 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/5566 E.  ,  2022/6069 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/03/2019 tarihinde verilen dilekçeyle 3. kişi yararına sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/01/2021 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    KARAR
    Dava, üçüncü kişi yararına sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
    Davacı vekili, tarafların kardeş olduklarını, muris babalarından müvekkili ile davalılara intikal eden 101 ada 641 parsel, 101 ada 638 parsel ve 879 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak adi yazılı miras payının devri sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre 101 ada 641 parsel ve 101 ada 638 parselde mirasçılardan dava dışı ... ...’e düşen miras payının davalılardan ... ve ... tarafından satın alınarak müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin de karşılığında 879 ada 6 (yeni 879 ada 42) parsel sayılı taşınmazdaki hissesini devredeceğini, ancak davalıların iyiniyete aykırı olarak dava dışı ... ...’den bu amaçla aldıkları payı müvekkili adına tescil ettireceklerine eşit olarak kendi adlarına tescil ettirdiklerini belirterek 101 ada 641 ve 101 ada 638 parsel sayılı taşınmazlarda ... ...’den pay temliki olarak alınan hisselerin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, harici satışın geçersiz olduğunu, taşınmazlarda henüz bir taksimin yapılmadığını, fiilen bölünmediğini, buna yönelik ortaklığın giderilmesi davasının açılması gerektiğini, dava dışı ... ... ve ... ...’nin birçok işlemde mühür kullanmalarına rağmen bu sözleşmede imza atmış olduklarını, imzaların şüpheli olduğunu, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2021/1178 Esas ve 2021/1334 Karar sayılı ilamıyla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olay incelendiğinde, dosyada davanın tarafları ile yine sözleşme âkidi olarak davanın taraflarının muris anneleri olan ... ...’ye ait imzaların bulunduğu 12.08.2005 tarihli “ortak paylaşım anlaşması” ismindeki 5 maddelik adi yazılı sözleşmenin içeriği özetle, “Bizler ... ve ...’dan olma ..., ..., ... ve ..., Çarşamba’nın Akçatarla köyünde merhum babamızdan kalma ev ve eve ait tarla ve fındık tarlaları ile Samsun, Adalet Mahallesi, ... Caddesi no. 5’deki evi aşağıdaki şekilde paylaştık: 1- ...’ye düşecek fındık tarlası payı, ... ve ... para ile satın alınacak ve ...’e verilecek. ..., yukarıda bahsedilen Samsun’daki evden feragat edecek. 2- ... ve ... de köyde şuan ...’in oturduğu ev ve eve ait arsadaki haklarından feragat edecekler. 3- Mevcut fındık tarlası ikiye bölünecek ön taraf ...’e verilip arka taraf ... ile ...’ye kalacak annelerinin bakımını da ... ile ... üstlenecek. 4- ... kendisine düşen yerin ön kısmında ... ile ...’in ev yapmaları için 1000 m2 yer verecek. 5- Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren herkes yerine sahip çıkacak ve kullanacak” şeklindedir.
    Miras payının devri sözleşmesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “miras payı üzerinde sözleşme” başlıklı 677. maddesinde, “Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.” şeklinde düzenlenmiştir. Devir sözleşmesi, muris hayatta iken murisin vefatıyla kalan miras ile ilgili olarak mirasçı ve diğer mirasçı veya mirasçı olmayan üçüncü kişi arasında yapılmakta olup aynı Kanunun 678. maddesine göre murisin bu sözleşmeye iştirak etmesi sözleşmenin bir geçerlilik şartıdır. Yukarıda ayrıntılarına değinilen adi yazılı sözleşmeye bakıldığında, murisin sözleşme âkitlerinden olmadığı görüldüğünden eldeki davaya yönelik tapu iptali ve tescil talebi, miras payının devri sözleşmesi niteliğinde bulunmamaktadır.
    Öte yandan inançlı temlik, bir kimsenin bir borca teminat teşkil etmek veya mal varlığını idare etmek için mal varlığından bir değeri şartlar gerçekleştiğinde tekrar iade edilmek üzere diğer tarafa devretmesi yükümlülüğü altına girdiği bir sözleşme olarak tanımlanabilmektedir. Somut olaydaki adi yazılı sözleşmeye bakıldığında davacıya ait olup belli bir amacın gerçekleşmesi sonrası iade edilmek koşuluyla davacının davalılara verdiği bir mal varlığı değeri bulunmadığından eldeki davanın niteliği inançlı temlike dayalı bir tapu iptali ve tescil davası niteliğinde de değildir.
    Sözleşmenin 1. maddesi, davacı yararına olmak üzere davalılar ... ve ...’nin taahhüdü niteliğinde başka bir deyişle “üçüncü kişi yararına taahhüt” niteliğinde olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 129. maddesi, “Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu ... kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez.” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte aynı Kanunun 12/2 ve 237. maddeleri gereğince sözleşme konusunun taşınmaz olması sebebiyle bu maddelerde aranan geçerlilik şekline uyulmadan devrin kesin hükümsüz olması sebebiyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun bulunmayan gerekçeyle yerel mahkemece davanın kabulüne yönelik karar verilmesi ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan ilkelere göre, davalılar vekilinin temyiz talebinin kabulüyle temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1178 Esas ve 2021/1334 Karar sayılı ilamının ortadan KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.









    Hemen Ara