Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/5572 Esas 2022/6401 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5572
Karar No: 2022/6401
Karar Tarihi: 31.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/5572 Esas 2022/6401 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının müvekkiline ait taşınmazın altından kablo geçirerek ağaçların zarar görmesine neden olduğunu ve taşınmazın kullanımını engellediğini belirterek ecrimisil ve tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı ise kablo çekme işleminin 15 yıl önce yapıldığını ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda tazminat taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine, ecrimisil talebinin kabulüne karar vermiştir. Karar, temyiz edilmiştir ancak temyiz sınırı altında kaldığından reddedilmiştir. Kararda, HMK'nin 362/1-a ve 362/2 maddeleri uyarınca temyiz talebinin reddine, dosyanın mahalli mahkemeye iadesine ve peşin yatırılan harcın iadesine karar verildiği belirtilmiştir. Kanun olarak ise HMK'nin 6100 sayılı kanunla değiştirilmeden önceki hali olan HUMK'nun 427. maddesi gözetilerek temyiz kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL değerinin altında kalan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece veya temyiz mahkemesince karar verilebileceği belirtilmiştir.
7. Hukuk Dairesi         2022/5572 E.  ,  2022/6401 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22/04/2015 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil ve maddi tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 15/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalının müvekkile ait taşınmazın altından kablo geçirdiğini, bu durumun irtifak ... kurma niteliğinde olduğunu, kablolar için yapılan kazılarda çok sayıda meyve ağacının kökünün kesildiğini, bu nedenle ağaçların zarar gördüğünü, ve bir çoğunun kuruduğunu, arazinin bir kaç cm toprağın altında bulunan davalı kuruma ait kablolar nedeniyle müvekkil istediği şekilde tarlasından faydalanamadığını ve fazlaya ilişkin talep haklarını saklı tuttuğunu belirterek, şimdilik 500,00TL ecrimisil ile müvekkilin uğradığı zarar olarak 500,00TL tazminat olmak üzere toplam 1000,00TL'nin, kabloların döşendiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, taşınmaz altından haberleşme hizmetleri için çekilen kablonun taşınmaza zarar vermeden çekildiğini, bu işlemin 15 yıl önce yapıldığını, öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yapılan işlemin 406 sayılı Telefon ve Telgraf Kanunu'nun 12 ve 14. maddelerinden kaynaklanan yetkiye dayandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.12.2020 tarihli, 2018/7575 Esas, 2020/8306 Karar sayılı bozma ilamı ile "davacının dava dilekçesinde toprağın altından geçen kablolar nedeniyle taşınmazından istediği gibi faydalanamadığını, davalı Kuruma ait kabloların dava konusu taşınmazın kullanımına engel teşkil ettiğinin belirlenmesi durumunda ise, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunduğu da gözetilerek dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönem için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının tazminat taleplerinin zamanaşımı nedeni ile reddine, ecrimisil talebinin kabulü ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu gözetilerek talebi doğrultusuda 500,00TL ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 22/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’ye 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’nun 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı Kanunla Değişik 427. maddesi uyarınca, karar tarihinde temyiz sınırı 5.880,00TL olup, temyiz konusu yapılan ecrimisil miktarı temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır.
    Temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz mahkemesince de bir karar verilebilir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nin 362/1-a ve 362/2 maddeleri uyarınca davacı vekili ve davalı vekilinin TEMYİZ TALEBİNİN REDDİNE, dosyanın mahalli mahkemeye İADESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara