Esas No: 2021/12
Karar No: 2021/5119
Karar Tarihi: 22.06.2021
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/12 Esas 2021/5119 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle yaralanmaya neden olma suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2019 tarihli ve 2019/2207 soruşturma, 2019/1335 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Hatay 1.Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/12/2019 tarihli ve 2019/4916 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, trafik bilirkişisi...tarafından tanzim edilen 21/10/2019 tarihli rapora göre, kazanın oluşumunda ...in asli, ..."ın ise tali kusurlu olduklarının belirtilmesini müteakip, aynı bilirkişi tarafından 01/11/2019 tarihinde düzenlenen ek bilirkişi raporunda, kaza anından itibaren olay üzerinden 32 gün geçtiği, kaza anının oluşunu gösterir mobese veya kamera görüntüsünün olmadığı, fotoğraf veya kaza tespit tutanaklarının mevcut bulunmadığı gerekçesi ile taraflara ait kusur dağılımına gidilemediğinin belirtildiği, dolayısıyla aynı bilirkişi tarafından düzenlenen her iki rapor arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla; yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak kusur durumuna ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla ilgili bilirkişi/kurul tarafından gerekli bilirkişi raporu alındıktan sonra yeniden değerlendirme yapılması gerektiği düşünüldüğünden, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/11/2020 gün ve 94660652-105-31-10970-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/12/2020 gün ve 2020/10503 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun idaresindeki elektrikli bisikletle, meskun mahalde, gündüz vakti, çift yönlü, zemin kaplı sokakta seyrederken, dört yönlü kontrolsüz kavşağa geldiğinde, sağından gelmekte olan şikayetçi ...idaresindeki motosikletin sol yan kısmına çarpmasıyla, şikayetçinin vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını 2.dereceden etkileyecek şekilde yaralandığı olayda; trafik bilirkişisi...tarafından tanzim edilen 21/10/2019 tarihli rapora göre, kazanın oluşumunda ...in asli, ..."ın ise tali kusurlu olduklarının belirtilmesini müteakip, aynı bilirkişi tarafından 01/11/2019 tarihinde düzenlenen ek bilirkişi raporunda, kaza anından itibaren olay üzerinden 32 gün geçtiği, kaza anının oluşunu gösterir mobese veya kamera görüntüsünün olmadığı, fotoğraf veya kaza tespit tutanaklarının mevcut bulunmadığı gerekçesi ile taraflara ait kusur dağılımına gidilemediğinin belirtildiği ancak tanık beyanları ile taraf anlatımlarının birbirleriyle uyum olduğu, 24/10/2019 Cumhuriyet savcısı havale tarihli ilk bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere mahal şartlarının, olayın gerçekleşme şeklinin belirlenebilir olduğu, dolayısıyla taraflara kusur dağılımının yapılabileceğinin anlaşılması karşısında, aynı bilirkişiye ait farklılıklar barındıran anılan raporların arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla öncelikle kazanın ne şekilde meydana geldiğinin tespiti bakımından tarafların da katılımıyla kaza yerinde keşif icra edilerek kazanın oluş şekli tespit edildikten sonra kusur durumu tayini yapılabilmesi için dosyanın bir kez de Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairelerinden birine gönderilerek, suça sürüklenen çocuğun kusur durumuna ilişkin rapor aldırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeyerek eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Hatay 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/12/2019 tarihli ve 2019/4916 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.