Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2603 Esas 2021/5005 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2603
Karar No: 2021/5005
Karar Tarihi: 04.10.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2603 Esas 2021/5005 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/2603 E.  ,  2021/5005 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara dair bir kısım davacılar vekilinin tavzih talebi üzerine, tavzih talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen ek karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
    Davacılar, dava konusu 301 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak söz konusu taşınmazın kendilerine ait olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara dair bir kısım davacılar vekilinin tavzih talebi, 18.01.2021 tarihli ek karar ile kabul edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; bir kısım davacılar, 01.10.2020 havale tarihli dilekçe ile, Mahkemece verilen 02.01.1990 tarihli 1990/39 Esas ve 1990/596 Karar sayılı ilam ile açmış oldukları tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabul edildiğini, anılan hükme dayanarak tapu iptali ve tescil işlemleri için başvurulduğunda, kararda bahsi geçen krokinin dosyada bulunamaması sebebiyle bu talebin reddedildiğini, arşiv memurluğunca yapılan araştırmada dava dosyanın da bulunamadığını, dava konusu taşınmazın adlarına tescil edilemediğini bildirmişler ve yeniden keşif yapılarak kroki düzenlenmesini, bu hususa ilişkin olarak ek karar verilmesini istemişler, bu suretle zamanında infaz edilmeyen hükmün, infaz edilememesi sebebiyle ilamın atıf yaptığı bilirkişi raporunun yeniden tanzimi ile ilamın infazına yönelik tavzih talebinde bulunmuşlardır.
    Mahkemece, yeniden keşif yapılmış ve keşif neticesinde harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 20.11.2020 tarihli krokinin, 02.10.1990 tarihli 1990/39 Esas ve 1990/596 Karar sayılı ilamın eki sayılmasına karar verilmiş ise de; tavzihi istenen söz konusu ilama ilişkin dosya bulunamamış, usulüne uygun olarak ihya yoluna da gidilmemiştir. Hükme dayanak alınan 02.10.1990 tarihli mahkeme ilamında 16.07.1990 tarihli fen bilirkişi raporuna atıf yapılmakla, anılan bilirkişi raporu içeriğinin belirlenebilmesi için taraflar huzurunda yeniden yargılama yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; öncelikle Mahkemenin 1990/39 Esas ve 1990/596 Karar sayılı dava dosyasının usulüne uygun olarak ihyası ile hükümde atıf yapılan bilirkişi raporunun taraflardan ve ilgililerinden sorularak temin edilmesi, bunun mümkün olmaması halinde; tavzih talebi ile istenilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirdiğinden, tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara