Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/5-666 Esas 2005/626 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/5-666
Karar No: 2005/626

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/5-666 Esas 2005/626 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/5-666 E.  ,  2005/626 K.

    "İçtihat Metni"

     

    Mahkemesi

    :

    Beyoğlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü

    :

    26.4.2005

    Sayısı

    :

    2005/84-206

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Taraflar arasındaki “tapu iptal ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.3.2004 gün ve 2003/263-2004/171 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 6.12.2004 gün ve 8405-11964 sayılı ilamı ile,

    (...Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 38.maddesine göre el atma tarihinden itibaren 20 yıllık hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Davacı idarenin dava konusu taşınmaza el atma tarihi kesin olarak belirlenerek el atma gününe göre olayda 221 sayılı Kanununun uygulama olanağı bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

     TEMYİZ EDEN: Davacı vekili 

    HUKUK GENEL KURULU KARARI  

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesine göre el atma tarihinden itibaren yirmi yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

    A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:

    Davacı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; İstanbul Defterdarlığı Kayyım Bürosu tarafından idare edilen, İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Müeyyitzade mahallesi, 110 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yirmi yılı aşkın bir zamandan beri fiilen yol olarak kullanıldığını ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 38. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek, kamu hizmeti ve yararına kullanılan dava konusu 110 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

    B-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:

    Davalı Kayyım İstanbul Defterdarı vekili; dava konusu taşınmazın tapu maliklerinin bulunamaması nedeniyle müvekkilinin kayyım tayin edildiğini, ancak Kayyım Bürosunun tüzel kişiliği bulunmadığını savunarak, davanın öncelikle husumet nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.

    Davaya ihbar edilen Maliye Hazinesi vekili ise; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 38. maddesinin, Anayasa Mahkemesi’nin 4.11.2003 tarih ve 25279 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 10.4.2003 gün ve 2002/112 Esas, 2003/33 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle davanın yasal dayanağı kalmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

     

    C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:

    Yerel Mahkeme, “Anayasa Mahkemesi’nin, 4.11.2003 tarih ve 25279 sayılı Resmi gazetede yayımlanan, 10.4.2003 gün ve 2002/112 Esas, 2003/33 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 38. maddesinin iptal edildiği ve davanın yasal dayanağının kalmadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermiştir.

    D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:

    Davacı vekilince Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği öne sürülerek; davalı Kayyım vekili ile Hazine vekilince vekâlet ücretine ilişkin olarak temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme önceki gerekçesini tekrarla direnme kararı vermiş; direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.

    E-MADDİ OLAY:

    Dava konusu 110 ada 9 parsel sayılı taşınmaz, Magribi Mustafa Ağa Vakfından icareli olup, 12.7.1950 tarihinde kadastro sonucu Dimosteni, Notar, Ligor Yrelidis, Leonidis Yrelidis ve Protomas adlarına kayıt edilmiş; dava konusu taşınmaza 29.5.1978 tarih 1978/127 ve 7.6.1978 tarih 1978/131 sayılı kararlar ile kayyım tayin edilmiştir.

    Davacı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, tapu iptal ve tescil istemiyle Kayyım aleyhine açılan görülmekte olan davanın yargılaması sırasında dava, Maliye Hazinesine ihbar edilerek katılımı sağlanmıştır.

    F-ÖN SORUN:

    Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasına geçilmeden önce; idaresi kayyıma tevdi edilen dava konusu taşınmazın maliklerinin mirasçı bırakmadan öldüklerinin belirlenmesi halinde tapu kaydının vakfa intikali olasılığı karşısında, Vakıflar İdaresinin davaya katılımının sağlanmasının gerekip gerekmediği, ön sorun olarak incelenmiştir.

    Öncelikle belirtilmelidir ki, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkin olup; bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu, eş deyişle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu, tamamen maddi hukuka göre belirlenir.

    Bu noktada, husumet konusu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından, davanın her safhasında ortaya atılabilir ve mahkemece de re’sen incelenerek göz önünde tutulur.

    Dosya arasında bulunan 7.7.2003 tarihli Tapu Sicil Müdürlüğü yazısından, dava konusu taşınmaz malın, Magribi Mustafa Ağa Vakfından icareli olduğu; 2/20 payın Dimosteni, 1/20 payın Notar, 10/20 payın Ligor Yrelidis, 2/20 payın Leonidis Yrelidis ve 5/20 payın Protomas adlarına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.

    Bilindiği üzere, icareteynli ya da mukataalı taşınmazların maliki mutasarrıfı değil; vakıf tüzel kişiliğidir. Bu nedenle vakıf malı olan taşınmazların, mutasarrıflarının mirasçı bırakmadan ölmeleri halinde mahlulen vakfına dönmeleri asıldır.

    Nitekim 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 29’uncu maddesinin 1. fıkrasında, on yıl içinde taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olan gayrimenkullerin mülkiyetinin on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçeceği ve vakfın hakkının da ivaza dönüşeceği belirtildikten sonra, 2. fıkrasında; ”Bu madde gereğince mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayri menkullerde maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde, mülkiyet mahlulen vakfına rücu eder. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar maliklerinin ölümleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmemiş bulunan gayrimenkullerde yukarıdaki fıkra hükmüne tabidir.” hükmü öngörülmüştür.

    Dava konusu taşınmaz icareli vakıf olduğuna göre, vakıflar idaresi, mahluliyet kararı alarak taşınmazı, vakfına izafeten Vakıflar İdaresi adına tescil ettirmek hakkına sahiptir.

    Bu itibarla, mülkiyet aktarımına ilişkin temyize konu davada, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi halinde, Vakıflar İdaresinin doğrudan doğruya zarara uğrayacağı açıktır.

    G-SOMUT OLAYA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ:

    Hal böyle olunca; Mahkemece, dava dilekçesinin Vakıflar İdaresine tebliği ile davaya katılımının sağlanması için davacı vekiline süre verilmesi gerekirken; dava gerçek hasma yöneltilmeden ve taraflar yasal olarak oluşturulmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. Usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 16.11.2005 oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara