Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/30358 Esas 2021/3789 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/30358
Karar No: 2021/3789

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/30358 Esas 2021/3789 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan 2.250 TL adli para cezasıyla cezalandırılmıştır. Sanık, müştekiye ait olmayan sahte cep telefonu abonelik sözleşmeleri düzenleyerek suç işlemiştir. Ancak, sanığın suçlamayı kabul etmediği ve dosyada sanığa ait imza ve yazı örneklerinin alınmadığı, ilgili işyerinde çalışan kişilerin imza ve yazı örneklerinin temin edilip bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiği tespit edildiği için karar kanun yararına bozulmuştur. Kanunlar olarak Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10, Türk Ceza Kanunu'nun 62 ve 52/2. maddeleri yer almaktadır. Ayrıca, TCK'nin 43/1. maddesi suçun temel şekli ile nitelikli şekillerinin aynı suç sayıldığını ve cezanın artırılabileceğini, 75. maddesi ise adli para cezasının önödeme olarak teklif edilmesi ve bu teklifin usulüne uygun yapılması gerektiğini düzenlemektedir.
19. Ceza Dairesi         2019/30358 E.  ,  2021/3789 K.

    "İçtihat Metni"



    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ..."un anılan Kanun"un 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.250,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2017 tarihli ve 2017/142 esas, 2017/812 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/05/2019 gün ve 94660652-105-35-1040-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2019 gün ve KYB-2019/60589 sayılı ihbarnamesi ile daireye gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın katılanın bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu abonelik sözleşmeleri düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretlerinin incelenmesinde Sedat Orhan isimli bir işyerine ait kaşe ve kaşe üzerinde bir imza bulunduğu, sanığın üzerine atılı bulunan suçlamayı kabul etmediği ve dosyada mevcut 11/01/2016 tarihli bilirkişi raporu ile sözleşmede bulunan imzaların müştekiye ait olmadığı anlaşılmakla birlikte sanığın imza ve yazı örneklerinin alınmayarak sanığa ait değerlendirmeyi içeren bilirkişi raporunun temin edilmediği, yine sanığın anılan işyerinin eski eşine ait olduğunu ve Sedat Orhan adına kayıtlı bulunduğunu belirtmesine rağmen bu doğrultuda da herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmakla, ilgili işyerinde çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek sözleşme aslı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine herhangi bir delil elde edilemeden, sadece sözleşmenin sanık tarafından düzenlendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
    5237 sayılı TCK"nin 43/1. maddesinin "...Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır…” şeklinde olduğu, aynı Kanun’un “Önödeme” başlıklı 75. maddesinde ise adli para cezası maktu ise bu miktarın, değilse aşağı sınırının, soruşturma giderleri ile birlikte, yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödenmesi halinde ilgili hakkında kamu davasının açılmayacağının düzenlendiği cihetle, soruşturma aşamasında, sanığa, her abonelik sözleşmesi ayrı bir eylem kabul edilmek suretiyle hesaplanarak tebliğ edilen önödeme miktarı hatalı olduğundan, yeniden usulüne uygun önödeme teklifinde bulunulmadan karar verilmesinin hatalı olduğu,
    Hususunda da kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/03/2021 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara