Esas No: 2006/16-755
Karar No: 2006/815
Karar Tarihi: 20.12.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/16-755 Esas 2006/815 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Polatlı Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 07/12/2005
NUMARASI : 2005/8-10
Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Polatlı Kadastro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.5.2003 gün ve 2003/1 E. 2003/1 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar N... D... ve arkadaşları, müdahiller Y... T... mirasçıları, H... mirasçıları ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 27.1.2004 gün ve 2003/9034 E., 2004/1255 K. sayılı ilamı ile, (...Yargıtay bozma ilamında özetle: “Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede 4753 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalar sonucunda düzenlenen belirtmelik tutanaklarının tümü getirtilerek mahallinde yeniden yöntemince yapılacak keşifte dayanak tapu ve vergi kayıtlarının uygulanması, kayıt uygulaması sırasında kayıtlarda geçen "taşlı iniş" "pınar" "çeşme" v.b. sınırların nokta sınır olup bu kayıtlara itibar edildiği takdirde bu sınırlar gayri sabit olduğundan miktarlarına değer verilmesi, kayıt malikleri ile davanın tarafları arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulması, kayıtların başka parsellere revizyon görüp görmediği konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve tüm deliller toplandıktan sonra hakkında hüküm tesis edilmeyen 70 nolu parsel ile birlikte sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; müdahiller Y.... T... mirasçıları ile H.. Ü... mirasçıları ve arkadaşlarının davalarının reddine, diğer davacıların davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davacılar N.. D... ve arkadaşları, müdahıller Y..l T... mirasçıları ile H.. Ü.. mirasçılarının vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-H... Ü...l, C... Ö.., T.. Ö.. ve N.. Ö.. mirasçıları aleyhlerinde verilen önceki 4.6.2002 tarih 1999/4 esas 2002/5 sayılı kararı temyiz etmemişler ve karar onlar yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen kararın bu kişiler yönünden değiştirilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle Avukat A... T..."in yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Dosya içeriğine, toplanan delillere, bozma kararları doğrultusunda yapılan araştırma, inceleme ve uygulamaya, mahallinde dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarıyla zilyetlik olgusu kanıtlandığına, sabit sınırlı kayıtların sınırlarına, değişebilir sınırlı kayıtların ise miktarlarına değer verilerek kayıt kapsamları belirlendiğine, dava ve Hazine tapularının oluşturulduğu tarihe kadar 766 sayılı Tapulama Kanunu"nun değişiklikten önceki 33. maddesiyle geçici 3. maddesi ve 1073 sayılı Kanun"un 1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddeleri uyarınca hüküm kurulduğuna göre kişiler ile Hazine"nin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle Polatlı İlçesi Alagöz Köyü 16, 18, 23, 26, 30, 64, 65, 74, 77, 83, 85 (170), 86, 87, 91, 92, 97, 101, 103, 106, 110, 113, 114, 166, 172 ve 174 sayılı parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,
3-Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve iktisap şartlarının oluştuğu sabit olduğuna göre davalı Hazine"nin çekişmeli 25 ve 29 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava konusu 25 sayılı parselin krokide 1 rakamı ile gösterilen bölümü ile 29 sayılı parselin tamamının Z... T...."na ait bulunduğu dosya içeriğiyle sabit olduğu gibi önceki kararlarda da bu doğrultuda hüküm kurulmuş ve taraflarca temyiz edilmeyerek bu yön kesinleşmiş ve ilgili taraflar yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Mahkemece usuli müktesap hak kuralları dikkate alınmaksızın hüküm kurulması isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, mahkemece yapılan bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 24. sahifesindeki 25 parsel maliki olarak gösterilen "Z... oğlu O.. T.. ve 25. sahifesindeki 29 sayılı parsel maliki olarak gösterilen Z... oğlu O.. T.." sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerlerine "R... oğlu ölü Z.. T.." sözcüklerinin yazılmasına ve sözü edilen 25 ve 29 sayılı parsellere ilişkin hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,
4-a)Dava konusu 11, 70, 71 ve 72 sayılı parsellerin mer"a olarak tespit edilen 10 sayılı parselle bir bütünlük arzettiği, dava dışı 10 sayılı parselle ilgili davanın derdest olduğu, toprak tevzi çalışmaları sırasında mer"a olarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Taşınmazın otlakiye olarak vergide kayıtlı olduğu ileri sürülerek ve zilyetliğe dayanılarak dava açıldığı belirlenmiştir. 10 numaralı parsel ile bu parselle bir bütünlük arzeden 11, 70, 71 ve 72 numaralı parsellerin davalarının birlikte görülmesi hem arazinin niteliğinin belirlenmesi hem de 10 numaralı parsele ait olduğu iddia edilen tapu ve vergi kayıtlarının kapsamının doğru olarak belirlenmesi için zaruri bulunmaktadır. Bu nedenle bu dosyada davalı 11, 70, 71 ve 72 sayılı parsellerle ilgili davaların tefriki ile halen Polatlı Kadastro Mahkemesinin 1999/22 esasında kayıtlı dava dosyasının birleştirilmesi ve yargılamanın o dosya üzerinden yürütülmesi gerekir. Mahkemece bu gereğe riayet edilmemesi isabetsiz olduğu gibi özel mer"adan söz edilebilmesi için bu mera’nın mutlaka kişi adına tapuda kayıtlı olması gerektiğinin göz ardı edilmesi de yasaya aykırıdır. Bu nedenle bu dosya ile davalı 11, 70, 71 ve 72 sayılı parsellerle ilgili hükmün bozulması gerekmektedir.
b) Çekişmeli 94 sayılı parselin tamamının sabit sınırlı vergi kayıtları kapsamında kaldığı kabul edilerek kişiler adına tesciline karar verilmiş ise de, bu kabul tarzı dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Uygulanan tapu ve vergi kaydı değişebilir sınırlı olup 93 ve 95 sayılı parsellere revizyon gördüğü anlaşılmaktadır. Bu kayıtlar miktarları ile geçerlidir. Kayıt kapsamının 8 dönüm eksik belirlendiği anlaşılmıştır. 766 sayılı Tapulama Kanunu"nun değişiklikten önceki 33. maddesi uyarınca kişilerin zilyetlik yoluyla 100 dönüm arazi kazanmaları mümkündür.
Hal böyle olunca, çekişmeli parselin toplam 108 dönümünün ifrazen kararda gösterilen kişiler adına, geri kalan bölümünün ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
c) Mahkemece çekişmeli 96 sayılı parselin sabit sınırlı tapu ve vergi kayıtları kapsamında olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da kayıtların değişebilir sınırlı olduğu, miktarlarıyla geçerli bulunduğu, kayıtların 93 ve 95 sayılı parsellere revizyon gördüğü belirlenmiştir. 766 sayılı Tapulama Kanunu"nun değişiklikten önceki 33. maddesi uyarınca bir bütünden bölünmeyen 100 dönümlük arazilerin zilyetlikle kazanılması mümkündür. Parsellerin ayırıcı unsur olan yollarla bölündüğü anlaşılmakla kişilerin adlarına en fazla 100 dönüm miktarında arazi tescil olunabilir. Bu nedenle taşınmazın ifrazen 100 dönümlük bölümünün kararda yazılı kişiler adlarına, geri kalan bölümün ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
d) Mahkemece çekişmeli 100 sayılı parsel yönünden iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilmişse de mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygun değildir. Kesinleşen mahkeme kararı ile 97 sayılı parselin kişilere ait tapu kaydı kapsamında kaldığı açıklanmıştır. Bu karar güçlü delil niteliğindedir. 97 sayılı parsele ilişkin hüküm Dairemizce onanmıştır. Zilyetlik nedeniyle kişiler adına 100 dönüm yer ilaveten verildiği belirlenmiştir. Aynı bütünden bölmek kaydıyla 100 dönümden fazla yerin iktisabı olanaksızdır. Kesinleşen Tapulama Mahkemesinin 1971/782 esas ve 1972/513 sayılı kararıyla 177 sayılı parselin 100 dönüm olarak ifraz edildiği, 194 sayılı parselin 100 dönüm miktar fazlası olarak Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Aynı bütünün parçası olması nedeniyle zilyetlik yoluyla kişilerin daha fazla arazi kazanmaları mümkün değildir. Dava konusu 100 sayılı parselin tamamının bu nedenle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hukuki dayanaktan yoksun bulunmaktadır.
e) Dava konusu 76 sayılı parselin tamamının kişiler adına tescil kararı verilmişse de mahkemenin kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir.
Kişilerin dayandığı vergi kayıtları değişebilir sınırlı olup üç adet vergi kaydının toplam miktarı 30127 metrekaredir. Değişebilir sınırlı kayıtların miktarlarına değer verilerek kapsamlarının saptanması zorunludur. Kişiler 766 sayılı Kanun"un değişiklikten önceki 33. maddesi uyarınca zilyetlik nedeniyle 100 dönüm miktarında arazi iktisap edebilirler. Bu nedenle çekişmeli parselin ifrazen 334.280 metrekare miktarındaki bölümünün Hazine adına, geri kalan 130120 metrekarelik bölümünün aşağıda açıklanacak şekilde belirlenecek malikler adına tescili gerekir.
Taşınmazın kişiler adına tesciline karar verilmesi gereken 130.120 metrekare miktarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Temyiz eden davacılar N..., A... ve R... D.., taşınmazın dedeleri S.. T..ndan kaldığını ve terekesinin paylaşılmadığını ileri sürmüşlerdir. Adlarına tescil kararı verilenler ise taşınmazın anneleri H.."den kaldığını bildirmişlerdir. Mahkemece bu konuda tarafların bildirdiği ve bildireceği tüm deliller toplanmamış eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Bu bölümle ilgili tarafların tüm delilleri istenmeli, tüm deliller toplanarak karar verilmelidir.
f) Dava konusu 61 sayılı parsel için kişiler yönünden iktisap şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre davalı Hazine"nin bu parsele ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Temyiz eden davacılar N..., A... ve R... D..., taşınmazın dedeleri S... T..ndan kaldığını ve terekesinin paylaşılmadığını ileri sürmüşlerdir. Adlarına tescil kararı verilenler ise, taşınmazın anneleri H..."den kaldığını bildirmişlerdir. Mahkemece bu konuda tarafların bildirdiği ve bildireceği tüm deliller toplanmamış eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Bu bölümle ilgili tarafların tüm delilleri istenmeli, tüm deliller toplanarak karar verilmelidir.
g) Dava konusu 62 sayılı parselin tamamının tapu ve vergi kaydı kapsamında kaldığı ve iktisap şartlarının kişiler adına oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir.
Polatlı Kadastro Mahkemesinin 1980/37 esas ve 1998/52 sayılı kesinleşen kararı ile davacı tarafın dayandığı tapu ve vergi kaydının kapsamı belirlenmiş ve teknik bilirkişi R.. A... Tarafından düzenlenen 1.11.1977 tarihli krokiye dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Kesinleşen bu ilam ve dayanağı olan kroki kayıt kapsamları yönünden güçlü delil niteliğindedir. Bu kroki esas alındığında dava konusu 62 sayılı parselin krokide (A) harfiyle gösterilen 419600 metrekare miktarındaki bölümünün kayıt kapsamlarında kaldığı anlaşılmaktadır. Kişiler zilyetlik nedeniyle ve 766 sayılı Kanun"un değişiklikten önceki 33. maddesi uyarınca 100 dönüm miktarında zilyetlikten arazi iktisap edebilirler. 61 ve 62 sayılı parsel bir bütün olup 18.750 metrekare 61 sayılı parselden verildiğinden bakiye 81250 metrekare bölümün zilyetliğe dayalı olarak kişilere verilmesi gerekir. Bu nedenle, kesinleşen karar da dikkate alındığında çekişmeli 62 sayılı parselin toplam 500850 metrekare miktarındaki bölümünün güneyden ifrazı ile kişilere, ifraz olunan geri kalan bölümünün ise Hazine adına tescile karar verilmesi gerekir.
Taşınmazın kişiler adına ifraz olunan bölümü yönünden temyiz eden davacılar N..., A.. ve R... D... taşınmazın dedeleri S.. T...ndan kaldığını ve terekesinin paylaşılmadığını ileri sürmüşlerdir. Adlarına tescil kararı verilenler ise taşınmazın anneleri H.."den kaldığını bildirmişlerdir. Mahkemece bu konuda tarafların bildirdiği ve bildireceği tüm deliller toplanmamış eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Bu bölümle ilgili tarafların tüm delilleri istenmeli, tüm deliller toplanarak karar verilmelidir.
h) Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre davalı Hazine"nin çekişmeli 20, 84 ve 112 sayılı parsellere ilişkin bütün temyiz itirazlarının REDDÎNE,
S... T... mirasçıları N.. D.., A.. D.. ve R.. D..."ın, sözü edilen 20, 84 ve 112 sayılı parsellerin ilgili bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Temyiz eden davacılar N..., A.. ve R.. D... taşınmazın dedeleri S.. T...ndan kaldığını ve terekesinin paylaşılmadığını ileri sürmüşlerdir. Adlarına tescil kararı verilenler ise taşınmazın anneleri H..."den kaldığını bildirmişlerdir. Mahkemece bu konuda tarafların bildirdiği ve bildireceği tüm deliller toplanmamış eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Bu bölümle ilgili tarafların tüm delilleri istenmeli, tüm deliller toplanarak karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER: 1-Davacılar N.. D..,A... D... ve R.. Y.... vekili
2-Davalı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacılar N... D.., A.. D... ve R... Y.... vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.