Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-791 Esas 2006/767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/1-791
Karar No: 2006/767
Karar Tarihi: 6.12.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-791 Esas 2006/767 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sarayköy Asliye Hukuk Mahkemesi, bir ecrimisil davasında davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Yargıtay 1.Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda da önceki kararda direnilmiştir. Ancak mahkeme kararında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun açık hükmüne uyulmadığı ve hüküm fıkrasının oluşturulmadığı gerekçesiyle Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararı bozulmuştur. HUMK'nun 388, 389 ve 381. maddeleri kararların açıklık ve netlik prensiplerini gerektirdiğini belirtmektedir. Bu nedenle bozulan karara atıf yaparak hüküm tesis edilemeyeceği ve önceki kararda direnilmesine dair kararların yeterli olmadığı kabul edilmektedir.
HUMK'nun 388. maddesi, hüküm sonucunda isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir. HUMK'nun 389. maddesi benzer şekilde açıklık prensibini vurgulamaktadır. HUMK'nun 381. maddesi ise kararın tefhimi için gereken hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması gerektiğini belirtmektedir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/1-791 E.  ,  2006/767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ             :  Sarayköy Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ             : 12/07/2006
    NUMARASI             : 2006/143-260

    Taraflar arasındaki "ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarayköy Asliye Hukuk  Mahkemesince davanın  kısmen kabulüne  dair verilen 24.6.2004  gün ve 2006/196-412  sayılı kararın incelenmesi  tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi"nin 22.12.2005  gün ve 2005/12198 E.  2005/13667  sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN : Davacı ve Karşı davalı vekili
         HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
    Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415  sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).
    Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).
    Somut olayda da aslolan kısa  ve gerekçeli kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.
    O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin  yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 6.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara