Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-603 Esas 2006/592 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/2-603
Karar No: 2006/592
Karar Tarihi: 27.09.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-603 Esas 2006/592 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2006/2-603 E.  ,  2006/592 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : Karşıyaka 2.Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 10/05/2006
    NUMARASI : 2006/360 E-  509 K.

    Taraflar arasındaki “boşanma“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 2.Aile Mahkemesince asıl davanın  reddine birleşen davanın kabulüne dair verilen 23.02.2005 gün ve 2004/724 E- 2005/170 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 29.09.2005 gün ve 2005/14056-13138 sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davalı kadının çalıştığı ve sürekli geliri olduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunun 175.maddesi koşulları oluşmadığı halde davalı yararına yoksulluk nafakası takdiri isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
      HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Davacı E..vekili, davalı ile 1996 yılında evlendiklerini, “Birsu” isimli müşterek çocuklarının olduğunu aralarında şiddetli geçimsizlik başgösterdiğini ileri sürerek boşanmalarına, küçük B..nun  velayetinin davalı anneye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı A.. davanın reddini savunmuş; davalının Karşıyaka 2.Aile Mahkemesinde 2004/858 E. 915 K.sayısı ile açtığı boşanma, maddi ve manevi tazminat, tedbir, yoksulluk ve küçük B.. için iştirak nafakası istemli dava görülmekte olan dava ile birleştirilmiştir.
    Yerel mahkemece E..’ın açtığı asıl boşanma davasının reddine, birleştirilen dosyadaki A..’un boşanma davasının kabulüne, A.. yararına 2.500.00 YTL. maddi, 2.500.00 YTL. manevi tazminata; 75.00 YTL. tedbir nafakasına hüküm kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası şeklinde devamına; küçük Birsu için 50.00 YTL. iştirak nafakasına hükmedilmiştir.
    Davacı (birleştirilen davanın davalısı) E..’ın temyizi üzerine Özel Dairece hüküm yalnızca  A..için hükmolunan yoksulluk nafakası bakımından bozulmuş, karardaki diğer hususlar onanarak, kesinleşmiştir.
       21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra, Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu’nca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1.maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL.olarak değiştirmiştir. Anılan Kanunla yapılan   değişiklik dikkate alınarak görülmekte olan davada yıllık 900.000.000 TL.  değerindeki nafaka miktarı yönünden kararın kesin olup olmadığı önsorun olarak ele alınmış, nafakanın boşanma davası  ile birlikte istendiği, boşanmanın feri niteliğinde olduğu temyiz incelemesinin yapılması gerektiği oybirliği ile karara bağlandığından, işin esasının görüşülmesine geçilmiştir.
    Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen sosyal ve ekonomik  durum  araştırma raporunda, davalı A..’un herhangi bir işte çalışmadığı, geçimini babasının temin ettiği belirtilmişse de, yine A..’un gösterdiği tanıklardan N.., fabrikada çalıştığını ifade etmiştir. Yargılama sonuçlanıncaya kadar, bu konuda davalı A..veya vekili tarafından bir itiraz ileri sürülmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara