Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 7.5.2003 gün ve 2003/104-271 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 9.12.2004 gün ve 2004/3888-12326 sayılı ilamı ile, (...Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı idare tarafından davalı şirkete satışı yapılan "Denizli Pamuklu Sanayi İşletmesinin" satış bedelinin vadesinde ödenmemesi nedeni ile, oluşan cezai şart alacağının tahsiline ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 2.3.1998 tarihinde imzalanan "Varlık Satış sözleşmesinin" Cezai Şarta ilişkin 6. maddesi "Alıcı satış bedelinin, vadeye bağlanan ana para tutarı ile bu tutarın faizini ödemediği takdirde bu sözleşmenin 7.maddesinde belirtilen kesin teminat mektubunun idarece ihtara gerek kalmadan irat kaydedileceği, teminat mektubunun paraya çevrilmemesi halinde ise vade tarihinde ödenmesi gereken tutara vade tarihinden alacağın tahsil edileceği güne kadar geçen süre için faiz ve cezai şart uygulanacağı" hükmünü içermektedir.
Davacı idare tarafından, teminat mektuplarının 17.12.2002 tarihinde paraya çevrildiği, aynı tarihte de davalı şirketin teminat mektubu bedellerini davacı idarenin hesabına havale ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, bu olgu gözetilmeksizin cezai şart koşulu irdelenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozmanın kapsamına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.7.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.