Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/3926 Esas 2011/20217 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3926
Karar No: 2011/20217

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/3926 Esas 2011/20217 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1253-2010/1434 numaralı kararı incelenmiştir. Borçlu, örnek 7 ödeme emrinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmesini istemektedir. Ancak, muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle yapılacak işlemler Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi tarafından düzenlenmektedir. Bu maddeye göre, tebliğ memuru adreste bulunmama sebebini tahkik etmeli ve adreste bulunmama sebeplerini tevki eden kişilerin beyanlarını tebliğ evrakına yazarak imzalatmalıdır. Bu belgeleme işlemi yapılmadan yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Kanunun 21. maddesi gereği yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olarak belirlenir. Tebliğ memuru bu araştırmayı yapmadığı takdirde, tebligat işlemi usulsüzdür. Kararda geçen kanun maddeleri: 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. ve 32. maddeleri, Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi.
12. Hukuk Dairesi         2011/3926 E.  ,  2011/20217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 25/11/2010
    NUMARASI : 2010/1253-2010/1434

    Yukarıda Tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçluya örnek 7 ödeme emrinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edilmek istenildiği anlaşılmaktadır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır.Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir." hükmü öngörülmüştür. Burada Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, buna tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, Hakim tarafından denetlenebilir.
    Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2.,3.,4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
    Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve Hakimin denetimini sağlayacaktır. 21. maddeye göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgeIemesine bağlıdır. ( HGK. nun 25.01.2006 tarih ve 200512-772/17 sayılı kararı) Somut olayda tebliğ işleminin, muhatabın adresinin kapalı olması nedeni ile tebligatın mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 no"lu formülün kapısına yapıştırılarak beyanda bulunanın imzadan imtina ettiği belirtilmek suretiyle yapıldığı görülmektedir.
    Görüldüğü üzere muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tevsik edilmediğinden ödeme emrinin Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre yapılan tebligatı usulsüzdür.
     Bu durumda 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara