Esas No: 2021/10685
Karar No: 2022/343
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/10685 Esas 2022/343 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/10685 E. , 2022/343 K.Özet:
Borçlu şirketin, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek iki bağımsız bölüme ilişkin ihalelerin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesi’nin şikayeti reddettiği ancak Bölge Adliye Mahkemesi'nin borçlunun istinaf başvurusunu reddettiği öğrenilmektedir. Kararın temyiz edildiği görülmektedir. Borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalelerin feshine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması istenmiştir. Kararda, tebligatın Yargılama Usulü Kanunu ve Tebligat Kanunu'na göre yapılması gerektiği ve ilgili kanun maddeleri de belirtilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi tebligatın yapılması konusunda hükümler içermektedir. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu Mücevherat Kuyumculuk San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirketin; sair fesih nedenleri yanında, borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebliğ işleminin, tebligatın şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinden başka bir adrese çıkarılması nedeniyle usulsüz olduğunu ileri sürerek 26 Parsel’de kayıtlı 6 ve 735 Parsel’de kayıtlı 3 numaralı bağımsız bölüme ilişkin ihalelerin feshini istediği; İlk Derece Mahkemesi’nce borçlu şirket adına tasfiye memuruna, tasfiye memurunun adresinde yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usule uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu yanca temyiz edildiği görülmektedir.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır.Somut olayda borçlu şirketin, 26.12.2017 tarihinde tasfiye haline girdiği ve borçlu şirkete, takipte ipotek borçlusu olan ...’in tasfiye memuru olarak atandığı, borçlu şirket adına tasfiye memuru sıfatı ile ...’e çıkartılan 04.5.2018 tarihli satış ilanı tebliğ işleminin, muhatabın orada bulunup bulunmadığı tespit edilmeden yapılmış olması nedeniyle usulsüz olduğu görülmekle birlikte, borçlu şirketin adresinde, tasfiye memuruna yapılmış bir tebliğ işlemi de bulunmamaktadır.İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Öte yandan; ihalenin feshi istemi, borçlu şirket adına tasfiye memuru ... tarafından yapılmış olup, adı geçenin kendi adına şikayet başvurusu bulunmamasına rağmen mahkemenin karar başlığında ...’in şikayetçi olarak yazılması da hatalıdır. O halde İlk Derece Mahkemesi’nce; borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi ve karar başlığında ...'in tasfiye memuru olduğu belirtilmeden yazılması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 24.3.2021 tarih ve 2020/1154 E.- 2021/955 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 23.01.2019 tarih ve 2018/1131 E. - 2019/90 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 13/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.