Esas No: 2006/19-347
Karar No: 2006/377
Karar Tarihi: 14.6.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-347 Esas 2006/377 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/07/2005
NUMARASI : 2005/284-361
Taraflar arasındaki “itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İskenderun 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.5.2002 gün ve 2001/176 E. 2002/355 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 8.12.2003 gün ve 2002/10562 E. 2003/12368 K. sayılı ilamı ile, (....Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete oksijen sattığını, bu sebepten doğan alacağın icra yoluyla tahsili yoluna gidildiğini, ancak davalının sözleşmede açıkca belirlenen %28,5 lik faiz oranına itiraz ederek takibin durmasını sağladığından bahisle itirazın iptaline, takibin devamına ve faizin %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aylık %28,5 oranındaki temerrüt faizinin fahiş olduğunu, B.K.nun 19 ve 20.maddelerine aykırı olduğunu, kaldı ki önceki yazışmalar sırasında davacının bu oranı % 6 ya indirmeyi kabul ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, aylık temerrüt faizi oranının %15 olabileceği takdir edilerek buna göre itirazın kısmen iptaline, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı tacirdir. TTK.nun 24 nci maddesi uyarınca ceza koşulunun indirilmesini isteyemez. Bu yönün gözetilmemiş olması yanlıştır.
3-Alacak baştan bilinebilir (likit, muayyen) niteliktedir.Bu bakımdan icra inkar tazminatının benimsenmesi gereklidir. Anılan yön üzerinde durulmaksızın gerekçesiz olarak bu isteğin reddedilmiş olması yanılgıya dayalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, vekil edenin davalı şirkete oksijen sattığını, bu sebepten doğan alacağın tahsili için icraya başvurduklarını, davalı şirketin sözleşmede belirlenen aylık % 28,5’lik faiz oranına itiraz ederek takibin durmasını sağladığını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına; faizin % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede kararlaştırılan aylık % 28,5 oranındaki temerrüt faizinin fahiş ve B.K.nun 19 ve 20.maddelerine aykırı olduğunu; davanın reddini cevaben bildirmiştir.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm, tarafların temyiz itirazları üzerine (davalının temyiz itirazları reddedilerek) davacı yararına yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece, önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
1-Özel Dairece temyiz itirazları reddedilen davalı yönünden karar kesinleştiğinden, direnme kararını temyiz etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının temyiz isteminin reddine karar verilmelidir.
2-Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesinde “...ödemelerde meydana gelebilecek gecikmeler için İsdemir tarafından Ekinciler’e aylık % 28,5 veya İsdemir Yönetim Kurulu’nun bu oranı değiştirmesi halinde değişen oran üzerinden gecikme faizi tahakkuk ettirilecektir...” hükmü yer almaktadır.
Gecikme faizi, tarafların serbest iradeleriyle belirlenmiştir. Taraflar tacir olup, basiretli bir işadamı gibi davranmak zorundadırlar.
Somut olayda, davalı davacıya, faiz oranını indirmesi konusunda müracaat etmiştir. Davacı şirket Yönetim Kurulu, 26/8/2000 tarihli kararında, teminatın yükseltilmesi halinde faiz oranının düşürülebileceğini kararlaştırmıştır. Ne var ki davalı, teminatı yükseltmediği için bu isteğin, davacı şirket tarafından yerine getirilebilmesi olanağı kalmamıştır. Bu durumda davalının, sözleşmeye müdahale edilerek geçikme faizinin indirilmesi iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca alacak, baştan bilinebilir(likit) nitelikte olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatına da hükmedilmelidir.
O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: 1-Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerden dolayı davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harçlarının taraflara verilmesine, 14.6.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.