Esas No: 2021/8079
Karar No: 2022/1276
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/8079 Esas 2022/1276 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/8079 E. , 2022/1276 K.Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi, genel haciz yoluyla ilamsız takip sırasında başvuran alacaklının itirazının haksız olduğunu, borcun ödenmediğini belirterek itirazın kaldırılmasını istediğini ve ilk derece mahkemesinin itirazı kaldırarak asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmettiğini belirterek, müflis şirketin istinaf başvurusu üzerine iflastan sonraki döneme ilişkin kira alacağının \"masa borcu\" niteliğinde olup olmadığı konusunda tereddütlerin çözüm yerinin icra mahkemesi olmadığına karar verilerek, kararın kaldırılmasına ve itirazın kaldırılması davasının reddine karar verildiğini belirtmiştir. Ancak, İİK'nun 193/2. maddesi göz önünde bulundurularak iflas kararının kesinleşmiş olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, bu hususun araştırılmaksızın ve genel mahkemelerin görevli olduğu değerlendirmesiyle hüküm tesisi isabetsiz olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, müflis şirketin istinaf başvurusu yönünden hangi davalı yönünden karar verildiğinin açıkça belirtilmemesi de doğru görülmemiştir. Kararın bozulması ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: İİK'nun 193/2. maddesi, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla ilamsız takipte, alacaklının icra mahkemesine başvurusunda, takibe itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, borcun ödenmediğini ileri sürerek itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince itiraz kaldırılarak asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedildiği, borçlulardan müflis şirketin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; iflastan sonraki döneme ilişkin kira alacağının "masa borcu" niteliğinde olup olmadığı konusunda oluşacak tereddütlerin çözüm yerinin icra mahkemesi olmayıp genel mahkemeler olduğu, alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davalı müflis şirketin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına itirazın kaldırılması davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, öncelikle başvuru hakkında İcra Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, bahsi geçen şirket hakkında iflas kararı verildiğinin bildirildiği, keza bu durumun alacaklı yanın da kabulünde olduğu dolayısıyla İİK'nun "Takibin Durması ve Düşmesi" başlıklı 193. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında: "İflasın açılması, borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer..." denilmekte olup bahsi geçen husus araştırılarak İİK'nun 193/2. maddesi göz önüne alınmak suretiyle iflas kararının kesinleşmiş olduğu tespit edilirse borca itiraz konusuz kalmış olacağından, başka bir deyişle konusu kalmayan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinden bu hususlar araştırılmaksızın ve genel mahkemelerin görevli olduğu değerlendirmesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan kabule göre de;
İstinaf kanun yoluna yalnızca müflis Kartal Sağlık Hiz. San. ve Tic. A.Ş. başvurduğu halde Bölge Adliye Mahkemesi'nce İlk Derece Mahkemesi kararınının müflis Kartal Sağlık Hiz. San. ve Tic. yönünden kaldırılması yerine kararın tümden kaldırılarak hangi davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiğinin açıkça belirtilmemesi ve yine yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden hüküm kurulurken hangi davalı yönünden hüküm kurulduğunun açıkça belirtilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi’nin 30/03/2021 tarih ve 2020/3282 E. - 2021/564 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.