Esas No: 2021/7186
Karar No: 2022/1468
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/7186 Esas 2022/1468 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/7186 E. , 2022/1468 K.Özet:
Bir ilamlı icra takibinde, borçlu alacaklıların takip ehliyeti olmadığı gerekçesiyle şikayette bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, temyiz incelemesinde icranın geri bırakılması ve aşkın hacze dair değerlendirme yapılarak kesin olarak karar verilmiştir. Ancak, alacaklının takip ehliyeti bulunup bulunmadığı bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle, Borçlunun temyiz itirazları kısmen kabul edilerek karar bozulmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 297/2. ve 114. maddeleri gözetilmek suretiyle alacaklının takip ehliyeti bulunup bulunmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karara göre, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA) karar verilmiştir.
Kanun maddelerinin detaylı ve açıklayıcı şekilde eklenmesi istendiği için şu şekilde belirtilmiştir:
- 6100 sayılı HMK’nın 50 ve 51. maddeleri gereğince, tüzel kişilerin taraf ve dava ehliyetlerinin bulunması gerekir. Aynı Kanun’un 52. maddesi hükmü gereğince de; tüzel kişiler davada yetkili organları tarafından temsil edilir.
- TMK’nın 48. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin hak ehliyeti; 49. maddesi hükmüne göre de fiil ehliyeti belirlenebilir.
- HMK’nın 114. maddesi hükmü gereğince ehliyet “dava şartı” olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece, re'sen gözetilmesi zorunludur.
- 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1)Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
2) Alacaklılar tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun alacaklıların takip ehliyeti bulunmadığı, yetkili yerde takibin başlatılmadığı, hacizlerin kaldırılması ve diğer iddialarla mahkemeye başvurduğu, mahkemece şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği, alacaklıların ve borçlunun istinaf yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince HMK‘nın 297/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama da şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği, borçlunun ve katılma yoluyla alacaklıların istinaf yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, aşkın hacze ve icranın geri bırakılmasına dair verilen kararın kesin olduğundan bahisle HMK ‘nın 352. maddesi gereğince istinaf talebinin usulden reddine karar verildiği, karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 50 ve 51. maddeleri gereğince, tüzel kişilerin taraf ve dava ehliyetlerinin bulunması gerekir. Aynı Kanun’un 52. maddesi hükmü gereğince de; tüzel kişiler davada yetkili organları tarafından temsil edilir. Diğer yandan TMK’nın 48. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin hak ehliyeti; 49. maddesi hükmüne göre de fiil ehliyeti belirlenebilir. HMK’nın 114. maddesi hükmü gereğince ehliyet “dava şartı” olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece, re'sen gözetilmesi zorunludur.
Yine 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda, borçlunun sair iddialarla birlikte alacaklıların takip ehliyeti olmadığı şikayetini de ileri sürdüğü, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz incelemesine konu kararında icranın geri bırakılması ve aşkın hacze dair değerlendirme yapılarak isabetli şekilde kesin olarak karar verilmişse de alacaklının takip ehliyeti bulunmadığı iddiası bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. ve 114. maddeleri gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü alacaklının takip ehliyeti bulunmadığı şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 18/12/2020 tarih, 2020/320 E. - 2020/2136 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2022 oybirliğiyle karar verildi.