Esas No: 2022/215
Karar No: 2022/1598
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/215 Esas 2022/1598 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/215 E. , 2022/1598 K.Özet:
Bir alacaklı tarafından başlatılan ipotekli takipte, borçlu şirket vekili tarafından sair fesih iddialarının yanı sıra satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshinin talep edildiği ve mahkemece şikayetin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucunda satış ilanının usulsüz olduğu ve ihalenin feshi gerektiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi ile ilgili açıklamalara yer verilerek, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu sonucuna varılmıştır. İİK'nun 127. maddesi de hatırlatılarak, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin ihalenin feshi sebebi olduğu vurgulanmıştır. Kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğini, ancak böyle bir karar verilmediği için kararı bozmuştur. Kanunlar açısından ise 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi ve uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi-borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, sair fesih iddialarının yanı sıra satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, karara karşı şikayetçi borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi şirkete yapılan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla birlikte diğer borçlu şirket yetkilisine yapılan tebligatın geçerli olduğu ve şikayetçi şirketin en geç bu tarihte satış ilanından haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat, savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlıdır. ... Hukuk Genel Kurulu'nun 30.12.2009 tarih ve 2009/12-563 E. - 2009/600 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir.
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan takipte, şikayetçi şirket ile birlikte şirket yetkilisi ... takip borçluları olup, her iki borçluya da satış ilanı ayrı ayrı tebliğe çıkartılmıştır. Şikayetçi borçlu şirketin yetkilisi konumunda olan ...’a 23/02/2021 tarihinde yapılan tebliğ işleminin muhatabı, bizzat takip borçlusu olan ... olup, kendisine yapılan tebligat dolayısıyla borçlu şirketin de satıştan haberdar olduğu sonucu çıkarılamaz.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun’un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad ... saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad ... saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, borçlu şirkete satış ilanının “tebliğ evrakı muhatap daimi çalışan temsilci ... imzasına tebliğ edildi” şerhiyle 06/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ticaret sicil kaydına göre bu kişinin şirket yetkilisi olmadığı dolayısıyla tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan ... yeri çalışanına tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu görülmektedir.
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde, ilk derece mahkemesince satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 04.11.2021 tarih ve 2021/2359 E. 2021/3016 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), ... İcra Hukuk Mahkemesinin 14.7.2021 tarih ve 2021/148E.-2021/252 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.