Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11275 Esas 2022/3769 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11275
Karar No: 2022/3769
Karar Tarihi: 22.03.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11275 Esas 2022/3769 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2021/11275 E.  ,  2022/3769 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ummmahan Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    A) Talebin Özeti:
    Davacı vekili, Antalya 9. İcra müdürlüğü’ nün 2017/13547 esas sayılı takip dosyasında davalı/alacaklı tarafından, icra emri kesinleştikten sonra hiçbir bildirim yapılmadan ilama aykırı olarak alacak kalemleri değiştirilerek dosya borcunun fahiş oranda artırıldığını, ayrıca haciz kararı alınmadan önce müvekkili belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal göstermesi için müzekkere gönderilmeden, haciz uygulandığını, uygulanan haczin yasal olmadığını, haksız olduğunu ileri sürerek ;
    1- Antalya ili Konyaaltı ilçesi Arapsuyu Mah. 20256 ada 2 parsel nolu taşınmaza konulan haczin kaldırılmasına,
    2- Hiçbir bildirim yapılmadan değiştirilen alacak kalemlerinin 29.06.2018 tarihinde tebliğ olan ve kesinleşen icra emrine göre düzeltilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
    B) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    1-Şikayetin kısmen kabulü ile 23/07/2018 tarihi itibariyle dosya alacağın 5.761.261,77 TL takip toplamı, 29.396,92 TL işlemiş faiz (yıllık yüzde 9), 262.137,41 TL icra tahsil harcı, 122.812,61 TL icra vekalet ücreti, 58,45 TL icra dosya masrafı olmak üzere toplam dosya borcunun 6.175.667,16 TL olduğunun tespitine, takibin bu miktarlar üzerinden devamına,
    2-Şikayetçinin haczin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
    C) İstinaf;
    İlk Derece Mahkemesi kararını davacı vekili istinaf etmiştir.
    Ç) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti;
    İstinaf dilekçesinde yalnızca "taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması isteminin gerekçesiz olarak reddedilmesine ve belirlenen borç miktarı üzerinden yeniden icra emri tebliğine karar verilmemesine" yöneliktir. Bu nedenle 23/07/2018 tarihi itibariyle borç miktarının icra müdürlüğünce 6.175.496,06 TL olarak hesaplanması işleminin icra mahkemesince şikayetçinin talebini de aşar şekilde 6.175.667,16 TL olarak belirlenmesi kararı yönünden istinaf sebebi bildirilmediğinden bu miktarın 23/07/2018 tarihi itibariyle mevcut borç miktarı olarak tespiti yönünden istinaf incelemesi yapılmamıştır. (Hukuk Muhakemeleri Yasasının 355.maddesi)
    İcra dosyasında son ilama göre icra emri düzenlendikten sonra, 23/07/2018 tarihi itibariyle borç hesabı işlemi yapıldığından, bu borç hesabı işlemiyle ilgili şikayet hakkında karar verilirken, borcun miktarının 23/07/2018 tarihi itibariyle belirlenmesiyle yetinilmesi hukuka uygun olup yeniden bir icra emri düzenlenmesi gerekli değildir.
    2 parsel sayılı taşınmazın haczinin 5393 Sayılı Belediye Yasasının 15/son maddesine, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının Geçici 6.maddesinin 11. fıkrasına ve belediye meclisinin 2018 Bütçe Kararnamesini kabul kararına göre haczedilemeyeceği iddiası için ilk derece mahkemesi hiçbir red gerekçesi yazmamıştır. Bu hususta gerekçe yazılmaması, Hukuk Muhakemeleri Yasasının 297/1-c maddesine aykırıdır.
    Bu nedenlerle HMK'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
    Davalı-Alacaklılar vekili 21/09/2020 tarihli dilekçesinde, borçlu icra dosyasındaki borcun tamamını ödemiş ve dava bu sebeple konusuz kalmıştır, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
    D) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Davanın kısmen kabulü ile ;
    1-23/07/2018 tarihli hesaplamaya göre alacak kalemlerinin 6.175,496,06 TL olduğunun tespitine, bu hususta fazlaya ilişkin istemin reddine ,
    2-Antalya ili, Konyaaltı ilçesi, Arapsuyu Mah. 20256 Ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması şikayetinin konusuz kaldığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
    E) İstinaf;
    İlk Derece Mahkemesi kararını davacı vekili istinaf etmiştir.
    F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti;
    2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına kararı yönünden istinaf dilekçesinde istinafa başvurulmadığı belirtilip karar verilmesine yer olmadığı kararı yönünden istinaf sebebi bildirilmediğinden karar verilmesine yer olmadığı kararı yönünden istinaf incelemesi yapılmamıştır. (HMK 355.madde)
    Dairemizin önceki kaldırma kararında belirtildiği gibi ilk derece mahkemesinin 09/04/2019 tarihli kararının 1.bendindeki 23/07/2017 tarihi itibariyle 6.175.667,16 TL borç olduğunun tespiti kararı yönünden şikayetçi vekilinin 22/07/2019 tarihli istinaf dilekçesinde istinaf sebebi bildirilmemesi ve şikayetçi vekilinin 22/09/2020 tarihli duruşmada istinaf mahkemesinin kararı doğrultusunda karar verilmesini talep etmesi nedeniyle dairemizin 2019/2648 esas, 2830 karar sayılı kararında belirtildiği gibi 6.175.667,16 TL üzerinden karar verilmiş olması hukuka uygundur.
    Bu nedenlerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    G) Temyiz;
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkeme kararlarında hükmün nasıl oluşturulacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde detaylıca açıklanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine göre “ hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.”
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
    6100 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “ istinaf kanun yolu “ 6100 sayılı Yasa’ nın 341 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Yasa’nın 355/1. maddesinde istinaf incelemesinin “ istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi’ nin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’ sen gözeteceği hüküm altına alınmış,
    İstinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararın neleri içereceği ve hükmün nasıl oluşturulacağı ( HMK. nın 297. maddesine koşut şekilde ) Yasa’ nın 359. maddesinde düzenlenmiş ve özellikle 2. fıkrada;
    “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
    HMK. nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüd uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
    Ayrıca, genel düzenleme olan, HMK. nın 298/2. maddesi uyarınca “ gerekçe/hüküm çelişkisi “ yaratılmamalıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının “ alacak kalemlerinin düzeltilmesi ve haczin kaldırılması “ şeklinde iki ayrı talebi olup, bu talepler her aşamada tekrarlanmış olup, son Bölge Adliye Mahkemesi kararında alacak kalemlerinin düzeltilmesi talebi konusunda bir karar verilmemesi, değerlendirme yapılmaması HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırıdır.
    Öncelikle;
    Davacı her aşamada “alacak kalemlerinin kesinleşen icra emrine göre düzeltilmesi ve haczin kaldırılması “ talebini tekrarlamış aynı talepleri istinaf taleplerinde belirtmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesin’ce “ istinaf dilekçesinde istinaf sebebi bildirilmemesi ve şikayetçi vekilinin 22/09/2020 tarihli duruşmada istinaf mahkemesinin kararı doğrultusunda karar verilmesini talep etmesi nedeniyle dairemizin 2019/2648 esas, 2830 karar sayılı kararında belirtildiği gibi 6.175.667,16 TL üzerinden karar verilmiştir ” şeklinde gerekçe ile alacak kalemlerinin düzeltilmesi talebinin değerlendirilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, istinaf taleplerinde belirtilen alacak kalemlerinin düzeltilmesi talebi hakkında da değerlendirme yaparak her iki talep hakkında yukarıdaki açıklamalar ışığında, HMK. nın 359. maddesine uygun karar vermektir.
    Ğ) Sonuç;
    Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 22.09.2021 tarih ve 2021/1336 E. 2021/1917 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 371/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre esasa yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın HMK'nun 373/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara