Taraflar arasındaki "tazminat ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.12.2003 gün ve 2003/1058-1037 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 28.10.2004 gün ve 2004/7584-24485 sayılı ilamı ile, (...1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı, davalı işyerinde sürekli çalıştığını iddia ederek hizmet tespiti isteğinde de bulunmuştur. Mahkemece bu talep tefrik edilerek hizmet süresinin SSK.na bildirilen kadar olduğu vurgulanarak davanın reddine karar verilmiştir. İşçilik alacaklarına ilişkin kararın gerekçesinde de çalıştığı sürenin SSK.na bildirilen kadar olduğu belirtilmiştir.
Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hizmet süresi, işe giriş ve fesih tarihleri arasında aralıksız çalıştığı şeklinde hesaplanmış, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ve fazla mesai alacağı da bu süreye göre belirlenmiştir. Kabulüne karar verilen sözkonusu alacakların SSK.na bildirilen süre üzerinden hesaplanmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde hizmet tespiti ve muhtelif işçilik alacaklarının tahsili istenilmiş; Mahkemenin 2002/483 esas sayılı dosyasında bütün bu istek kalemleri çerçevesinde yargılama yapılıp deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, hizmet tespiti isteminin kabulü yönündeki nihai kararla birlikte, işçilik alacaklarına ilişkin dava tefrik edilmiş; ayrı bir esasa kaydedilmek suretiyle görülmekte olan davanın dosyası oluşturulmuş, yeniden delil toplanmaksızın, işçilik alacaklarına ilişkin tefrik edilen davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş; hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Bozma ilamında, hizmet tespitine ilişkin davanın reddedilmiş olduğu belirtilmiş ve bozma gerekçesi bu olguya dayandırılmıştır.
Oysa, yukarıda belirtildiği üzere, hizmet tespiti istemiyle açılan dava kabul ile sonuçlanmış ve davacının, davalı işyerinde 22.3.1999-29.4.2002 tarihleri arasında sürekli iş akdi ile çalıştığının tespitine ilişkin hüküm Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 19.2.2004 günlü ilamla onanmıştır.
Bu durum, Özel Daire bozma ilamındaki gerekçenin maddi bir yanılgıya dayalı olduğunu, bu yanılgıya bağlı olarak da, dosya kapsamına uygun düşmeyen bir sonuca varıldığını göstermektedir.
Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin aynı yöne değinen direnme gerekçesi yerindedir.
Ne var ki, davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi yerinde görüldüğünden, davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine 26.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.