Esas No: 2006/9-168
Karar No: 2006/226
Karar Tarihi: 19.04.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/9-168 Esas 2006/226 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2006
NUMARASI : 2006/85-45
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.11.2004 gün ve 2003/1600-2004/1025 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.5.2005 gün ve 30769-19244 sayılı ilamı ile,(1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işverence 6.6.2003 tarihinde sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürerek sendikal tazminat isteğinde bulunmuş, mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
İşyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı ve üyelik tarihleri, üyelikten çekilen işçiler olup olmadığı, iş sözleşmesi feshedilen işçi sayısı, halen işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçi olup olmadığı gibi hususlar dosya içeriğinden tam olarak tespit edilememektedir. Yine, sendika üyeliklerinin işverene bildirilip bildirilmediği de araştırılmalıdır. Mahkemece açıklanan bu hususlarda gerekli araştırmaya gidilmeksizin ve davacı ile salt aynı konumda olan davacı tanıklarının beyanlarına göre sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
3.Davacı işçinin imzasını taşıyan ücret bordrolarında ücreti belli olduğu halde, davacı ile aynı konumda olan davacı tanıklarının beyanları esas alınarak daha yüksek ücrete göre hesaplanan tazminat ve diğer işçilik haklarının kabulü de hatalı olmuştur. Bordroda yazılı ücret esas alınarak hesaplamaya gidilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, sendikal tazminat ile birlikte diğer bir kısım işçilik hak ve alacakları istemine ilişkindir.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 3449 sayılı Kanunla değişik 31. maddesi ile, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikaya üye olan işçiler arasında sendikal nedenlerle çalışma şartları ve diğer hususlar bakımından ayrım yapma ve farklı işlemlerde bulunulması halleri dışında, işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyeti nedeniyle sözleşmesinin feshedilmesi halinde de “sendikal tazminat” istenebilmekte iken, 15.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4773 sayılı (İş Kanunu, Sendikalar Kanunu ile Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında) Kanun uyarınca Sendikalar Kanununun sendikal tazminata dayanak olan 6. fıkrası değiştirilmiş ve sözü edilen maddeye yeni fıkralar eklenmiştir.
Yapılan düzenleme, iş sözleşmesinin feshedilip edilmemesine göre farklı hukuki sonuçlar öngörmekte, iş sözleşmesinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyet sonucu feshedilmesi halinde ise, İş Kanununun güvence hükmü kapsamına giren işçilerle, güvenceden yararlanamayanlar yönünden ayrı farklılıklar içermektedir.
Sendikalar Kanununun 4773 sayılı Kanunla değişik 31. maddesinin 7. fıkrasında “...İş Kanununun 18 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, aynı Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerden dolayı hizmet akdinin feshi iddiası ile açacağı davada, ispat yükümlülüğü işverende olmak üzere 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun genel hükümleri” nin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, iş güvencesi hükümleri dışında kalan işçilerin sendika üyeliği ve sendikal faaliyetleri nedeniyle iş sözleşmelerinin feshedilmesi halinde isteyebilecekleri tazminat miktarı belirtilmektedir.
Davacı işçinin çalışma süresi dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunda yer alan iş güvencesi hükümlerinden yararlanamadığı anlaşılmaktadır.
İspat yükünün işverene ait olduğu ve dava dosyasında işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısına ilişkin bilgilerin yer aldığı dikkate alınarak, yapılacak yargılama sonucunda hüküm kurmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 19.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.