Taraflar arasındaki “tespite itiraz ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eşme Kadastro Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 12.12.2003 gün ve 2003/70 E. 2003/82 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 8.11.2004 gün ve 2004/3791 E. 4107 K. sayılı ilamıyla; (... Kadastro sırasında 113 ada 47 parsel sayılı 5179,16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı S.. G.. adına tespit edilmiştir. Davacı Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı vergi kaydına dayanarak taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılması gerektiğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro sırasında dava konusu taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak davalı taraf adına tespit edilmiştir. Davacı Tarım ve Köy İşleri Bakanlığını temsilen Hazine vekili taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın açıldığı günde davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın mera olup olmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti Hazineye, intifaı taşınmazın bulunduğu Köy Tüzel Kişiliğine aittir. Dava Hazine vekili tarafından açılmıştır. Hal böyle olunca somut olayda davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Bir başka deyişle davacı tarafı temsilen hazine vekili dava açmıştır. Hal böyle olunca davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığından söz edilmesine olanak yoktur. Mahkemece bu olgu dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda tarafların gösterdiği ve göstereceği deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere Hukuk Genel Kurulunun benzer nitelikteki 2006/7-134 E., 140 sayılı Kararındaki gerekçeye ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda
açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 19/4/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.