Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1431 Esas 2022/5611 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1431
Karar No: 2022/5611
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1431 Esas 2022/5611 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, borçlunun şirketteki hissesinin haczi konusunda açılmıştır. İlk yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, fakat temyiz sonucunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Yargıtay kararında, davanın istihkak davası niteliğinde olduğu belirtilerek, takip miktarı veya mahcuzun miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesi, İcra İflas Kanunu’nun 94/1 ve 88. maddeleri.
12. Hukuk Dairesi         2022/1431 E.  ,  2022/5611 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Davacı üçüncü kişi; borçlunun davadışı ... Hediyelik Eşya Oyuncak Kırtasiye Promosyon Ürünleri Satış ve Pazl. A.Ş.'deki hissesi üzerine haciz konulmuş olduğunu, ancak hissenin 02/11/2010 tarihinde davacıya hisse devir sözleşmesi ile devredilerek, devir işleminin ortaklar pay defterine işlendiğini, payın davacıya ait olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 18.6.2020 tarih ve 2019/6300 Esas, 2020/3698 Karar sayılı ilamı ile,üçüncü kişinin başvurusunun istihkak davası niteliğinde olduğu, dilekçede aynı zamanda şikayetten söz edilmesinin HMK'nin 33. maddesi uyarınca "Hukuki tavsif hakime aittir" kuralını değiştirmeyeceği, Mahkemece, takip miktarı veya mahcuzun miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak ve tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak 02/11/2010 tarihinde borçlu ...'in şirketteki 500,00-TL nominal değerli 1 adet hissesini davacı 3.kişiye devrettiği, gelen müzekkere cevabına göre sonradan hisse değişikliğinin sicil kaydına işlenme zorunluluğu olmadığı, bu nedenle haciz tarihi itibariyle dava konu hissenin davacıya ait olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, İİK’nın taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.
    İİK'nuı 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır.
    Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.
    Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK’nun 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken tüm müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur.
    İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).
    İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK'nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur.
    Öte yandan, istihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
    Somut olayda,1.12.2010 tarihinde borçlu ... ...’in ... Kağıt A.Ş.'deki hissesinin haczi için ..Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne haciz müzekkeresi gönderilmiş, ... Ticaret Odası borçlunun hissesine haciz işlendiğini bildirmiştir. Alacaklını haczin şirket defterine işlenmesi için talepte bulunması üzerine ... 8.İcra Müdürlüğü’nün 2011/33 talimat saylı dosyası ile şirketin adresine gidilmiş olup pay defterinin haciz mahallinde olmaması nedeniyle defterin sunulması için süre istenmiş ise de defter sunulmadığı görülmüştür. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere aykırı olarak borçlunun şirketteki payının haczi için şirkete haciz yazısı gönderilmesi, fiilen de elkonulmadığı ve paydefterine işlenmediği görülmüştür. Bu bilgiler ışığında; geçerli bir haczin varlığından bahsedilemez.
    Hal böyle olunca, takip dosyasında geçerli bir haczin bulunmaması sebebiyle davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ :Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’un 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.5.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara