Esas No: 2022/7063
Karar No: 2022/7797
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/7063 Esas 2022/7797 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/7063 E. , 2022/7797 K.Özet:
Borçlu şirket ile bir başka şahsın taşınmazın satışına ilişkin ihalenin borçlu aleyhine feshine ilişkin talepleri incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. İhale öncesinde yapılan kıymet takdirine ilişkin şikayetin kabul edilip edilmemesi ve ihalenin feshine ilişkin talebin süresi aşılmış olup olmadığı tartışılmıştır. Yapılan değerlendirme sonucunda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiği ve taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edildiği gerekçesiyle borçlu şirket yönüyle taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, ihalenin feshine yönelik şikayetin active husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, İİK’nun 128/a-2, 134/2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1)Borçlu ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın muhammen bedelin üstünde satıldığı gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırıldığı ve şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda veya mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntem şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 17.12.2018 tarihinde yaptırıldığı, borçlunun taşınmaza takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, ... ... 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 03.12.2019 tarih ve 2019/312 E. - 2019/1378 K. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan 14.10.2019 tarihli raporda ve mahkeme kararında bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olup, borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan 17.12.2018 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 06.10.2021 günü itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
Bu durumda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 17.12.2018 tarihinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olduğundan ve taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olması re'sen gözetilen iki yıllık sürenin dikkate alınması gerekliliğini ortadan kaldırmayacağından Bölge Adliye Mahkemesince borçlu şirket yönüyle taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2) Borçlulardan ...'un temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nun 134. maddesinin 2. fıkrasında; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin" isteyebileceği hususu düzenlendikten sonra, aynı fıkrada ayrıca "… talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, alacaklı banka tarafından borçlular ... Elektrik ... A.Ş. ile ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı ve ihalenin feshine yönelik cevap dilekçesinde kredi borçlusu ve ihalenin feshine konu taşınmaz malikinin borçlu şirket olduğu; ...'un ise dosyadaki diğer ipotekli taşınmazın maliki olduğunun ileri sürüldüğü görülmüştür.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi ...'un takipte asıl borçlu veya ihalenin feshine konu taşınmaz maliki sıfatının bulunduğunun tespit edilmesi halinde bu şikayetçi yönünden de yukarıda 1 nolu bentte açıklanan gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi, aksi halde şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçluların temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2022 tarih ve 2022/541 E. - 2022/691 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.