Esas No: 2022/2000
Karar No: 2022/7945
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2000 Esas 2022/7945 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/2000 E. , 2022/7945 K.Özet:
Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak davasında, üçüncü kişi davacı ile borçlu şirket arasında taşeronluk ilişkisi olup olmadığının belirlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme, yapılan incelemelerin yeterli olmadığını, defter ve kayıtların incelenerek, taşeronluk sözleşmesi hükümleri kapsamında malzeme ve hak edişlerin düzenlenmeleri, menkullerin borçlu tarafından temin edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, İİK'nın 96. vd. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi vurgulanmıştır. 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi de bahsedilen kanunlar arasında sayılmıştır. Kararın bozulması ve dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisi veya çalışanı bulunmadığını, borçlu şirket ile ... 750 yataklı hastane ve acil servis inşaatı için taşeron sözleşmesi imzalandığını, hak edişlerinin davacı tarafından ödendiğini, işin sözleşmeye uygun olarak yürütülmemesi nedeniyle ihtarname ile borçlu şirketle yapılan sözleşmenin fesih edildiğini, haciz mahallinde bulunan belgelerin fesih tarihinden önceki döneme ait olduğunu, davalı borçlu şirket ile organik bağ bulunmadığını iddia ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı, haciz mahallinde borçluya ait çok sayıda evrak bulunduğu, borçlunun işçilerinin halen şantiyede çalıştıklarını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirketin borcun doğumundan çok önceden beri yapılan iş ile ilgili olarak ana yüklenici firma olup takip borçlusu şirketinde hastane yapım işinde taşeron firma olarak çalıştığı, aralarındaki bu ana yüklenici-taşeron firma bağlantısının davacı ile takip borçlusu arasında organik bağ olduğunu göstermeyeceğini, borçlu ile 3.kişi arasında muvazaaya dayalı ilişki olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı alacaklı istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, haciz adresinin borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilen adres olmadığı, haciz adresinde borçlu şirket yetkilisi veya çalışanının hazır olmadığı, mülkiyet karinesinin istihkak iddiasında bulunan şirket lehine olduğu gibi haczedilen menkullere ilişkin olarak sunulan faturaların mahcuzlarla uyuştuğu, borçlu şirkete hak edişlerinin ödenerek sözleşmenin fesh edildiği, davacı şirket ve borçlu şirket arasında organik bağa rastlanmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece ,davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Buna göre, davacı 3.kişi ve borçlu şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında taşeronluk ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise taraflar arasındaki taşeronluk sözleşme hükümleri kapsamında malzeme ve hak edişlere ilişkin düzenlemeler, ve varsa şantiyeye ilişkin düzenlenen iş yeri
teslim tutanakları ve hak ediş raporlarının getirtilmesi, borçlu ile üçüncü kişi arasında yapıldığı ileri sürülen sözleşme kapsamında menkullerin borçlu tarafından temin edilip edilmediğinin belirlenmesi, öte yandan davacı 3.kişinin delil olarak sunduğu şantiye sahasındaki yüklenicilere ait malzemelerin tespiti ve satın alınması ile ilgili 24.8.2016 tarihli adi yazılı tutanak dikkate alınarak hacze konu mahcuzların davacı 3. kişi şirket tarafından satın alınıp alınmadığı ve ödemesinin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca davaya konu mahcuzun kullanıldığı inşaat sahasının ne kadarının tamamlandığı, borçlu şirketin inşaat alanında faaliyetine devam edip etmediği, ayrıca üçüncü kişi tarafından dava konusu malzemeye ilişkin olduğu iddia edilen fatura bedellerinin deftere kayıtlı olup olmadığı ve bedellerinin ödenip ödemediğinin tespiti, borçlu ile üçüncü kişi arasındaki taşeronluk sözleşmesinin ve sözleşmenin sona ermesine ilişkin devir bedeli ödemesi veya tasfiye hak ediş raporu bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise faturaları getirilerek temin ve hak ediş tarihlerinin ayrı ayrı denetlenmesi, hak edişlerin inşaat kapsamındaki puantaj yüzdesi, teslim, geçici kabul ve hak ediş durumları her bir mahcuz için tespit edilmesi, hak edişlerin mahcuzlar ile uyumlu olup olmadığı hususunun da netleştirilmesi için yerinde inceleme ile aralarında inşaatçı bilirkişi ile maliye/muhasebeci bilirkişinin olduğu uzman bilirkişi kurulu raporu düzenlettirilmesi,bilirkişi raporu hazırlanırken ticari defterlerin açılış/kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, usulüne uygun tutulup tutulmadığı hususlarının da nazara alınması, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 29.12.2021 tarih, 2021/1117 E.-2021/3524 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... 18.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11.11.2020 tarih 2016/1009 E. - 2020/1181 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 29/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.