Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.12.2003 gün ve 2003/359-947 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 3.5.2004 gün ve 2004/1414-3830 sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfına askerlik borçlanması yapmak üzere 23.12.1998 tarihinde başvuruda bulunmuştur. Borçlanma bedelini vakıf senedinde yazılı kurallara göre ödemiştir. Askerlik süresini davalı sandıktaki hizmetine katarak emekli olduğuna göre; borçlanma bedelinin 506 sayılı Kanunun 60/F maddesinde gösterilen esasa göre hesap edilip, fazla alınan miktarın istirdadına yönelik davanın reddi yerine kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, karar bozulmalıdır...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davalı Yapı Kredi Bankası Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı’nca fazla alındığı iddia edilen askerlik borçlanma tutarının istirdadı istemine ilişkin olup, istenilen alacak miktarı 445.705.200-TL. olarak gösterilmiş; mahkemece davanın kabulüne, davalı vakıfça fazla alınan 445.705.000.TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine...” karar verilmiştir.
21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL.; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL. olarak değiştirmiştir.
Eldeki davada direnme kararının verildiği 29.04.2005 tarihinde, 5219 Sayılı Kanun’un temyiz sınırını bir milyar TL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve davalı vekili tarafından temyize getirilen Yerel Mahkeme kararı bu sınırın altında olduğuna göre, direnme kararı kesin olup, temyizi mümkün değildir. //
Yukarıda açıklanan yasal ve maddi olgular dikkate alındığında davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.03.2006 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.