Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-37 Esas 2006/28 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/2-37
Karar No: 2006/28

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-37 Esas 2006/28 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme davacının lehine karar vererek tazminatların ödenmesine hükmetmiştir. Ancak, davacının da eşit derecede kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle 174. maddeye göre eşit kusurlu eş yararına tazminat ödenemeyeceği gerekçesiyle Özel Daire kararı ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Hukuk Genel Kurulu da Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerektiği ve direnme kararının bozulması gerektiği yönünde karar vermiştir. Kanun madde olarak ise, Türk Medeni Kanunu'nun175/1-2 maddesi kararın verilmesine etki etmiştir. 175/1-2 maddeye göre, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/2-37 E.  ,  2006/28 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Mersin  3.Aile Mahkemesi   
    Günü  : 14.6.2005    
    Sayısı  :  312-567    

    Taraflar arasındaki “boşanma ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.10.2004 gün ve  2003/789-2004/1109 sayılı kararın incelenmesi davalı  vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin  23.2.2005 gün ve 846-2672 sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu bulundukları anlaşılmaktadır. Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez.  Türk Medeni Kanununun 174/1-2.madde koşulları oluşmadığından, davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
     TEMYİZ  EDEN  : Davalı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
     Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
     Dava; boşanma, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
     Davacı, 1989 yılında evlendiklerini, 1990 doğumlu Ö..isimli çocuklarının olduğunu, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisini F.A. isimli bir kadınla  aldattığını, bir çok kez dövdüğünü, bu nedenlerle tarafların 1,5 yıl önce ayrıldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, kendisi ve çocuğu lehine nafakaya, 20 Milyar TL. maddi, 10 Milyar TL. manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
     Davalı; davacının hırsızlık ve ihanet gibi kötü huylarının olduğunu, kendisini A. P. adlı şahısla aldattığını ileri sürerek, çocuğunun velayetinin kendisine verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece; davalının davacıyı aldattığı, dövdüğü ve  küfrettiği,  yaşanan olaylarda tüm kusurun davalıda olduğu  kabul edilerek, davanın kabulüne tarafların boşanmalarına, davacı için 125.000.000 TL. çocukları için 75.000.000 TL. nafakaya, 4 Milyar TL. maddi, 4 Milyar TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Özel Dairece; evlilik birliğinin  temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle TMK.m.174/1-2’deki koşulların bulunmamasından dolayı tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesi ile kararı bozmuş, yerel mahkemece; tanık beyanlarına göre tarafların eşit kusurlu  sayılmasının hakkaniyete aykırı bulunduğu, boşanmada daha az kusurlu olan tarafın da tazminat talep edebileceği gerekçeleri ile ilk hükümde direnilmiştir.
    Dosya kapsamı ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, komşusu olan E. G.’nün  M.isimli bir kişi ile kaçması olayında etkisi olduğu gerekçesi ile  hakkında Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapıldığı, ne var ki E.in iradesi ile evini terketmesi ve bu eyleminin suç teşkil etmemesi nedeniyle sanık N. hakkında dava açılmadığı, tanık beyanına göre davacının kendisinin yanında  Adnan isimli kişiyi telefonla aradığı, bu kişinin birkaç kez  arabasına binip  gezmeye gittiği ve bu kişi ile gönül ilişkisi kurduğu, çevresindekilere kocasını sevmediğini ve istemediğini söylediği, davalı erkeğin ise, karısını dövdüğü, F. isimli kadınla aldattığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere Türk Medeni Kanununun 174. maddesi; “mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen “kusursuz” veya “daha az kusurlu” taraf  kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.”hükmünü taşımaktadır.
    Bu hukuki mevzuat ışığında somut olaya bakıldığında; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğunun kabulü gerekeceğinden, TMK. M. 174 uyarınca eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen  Özel Dairenin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi  usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 1.3.2006 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.

     

     


     

    Hemen Ara