Esas No: 2021/9369
Karar No: 2022/9836
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/9369 Esas 2022/9836 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/9369 E. , 2022/9836 K.Özet:
Davalı alacaklının açtığı davada, üçüncü kişinin haczedilen eşyaların kendisine ait olduğunu iddia ederek davanın kabulünü talep ettiği, ancak mahkemece borçlu ile üçüncü kişi arasındaki organik bağ göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. İstinaf mahkemesi ise ödeme emrinin tebliğ edildiği yerle borçlu şirketin faaliyet gösterdiği yerin farklı olması, davacı şirketin faaliyet tarihinin borcun doğumundan önce olması gibi nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay, somut olayda üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlemler yapıldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kararda, İİK'nın 96. vd. maddeleri ve 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddelerinin detaylı ve açıklayıcı olarak ele alınması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi, şirketlerin birbirinden tamamen bağımsız olduklarını, haczedilen eşyaların 3. kişi şirkete ait olduğunu, borçlu şirketin hissedarlarının daha evvel 3. kişi şirkette hissedarlık yapmış olmasının şirketler arasında bağ olduğunu göstermediğini iddia ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı, davacı 3. kişi ile borçlu arasında organik bağ olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 3. kişi şirkette borçlu şirketin ortak sıfatının bulunması, 3. kişi şirketin alt kira ilişkisi ile borçlu şirketin kiracısı olması, her iki şirketin organik bağ içinde olması karşısında davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi ve borçlular istinaf yoluna başvurmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesince, davacı şirketin kuruluş tarihi ve kuruluşundan bu yana faaliyet gösterdiği yerin aynı olup takip borçlusu şirket adresinden farklı bir adres olması ve davacı şirketin kuruluş ve faaliyet tarihinin borcun doğumundan önceki bir tarihe isabet etmesinin ortada muvazaalı bir işlem bulunmadığını gösterdiği,ödeme emrinin haciz yapılan adreste tebliğ edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Somut olayda, borçlu şirkete ödeme emri "... Mah. ... Cd. 24/A ..." adresinde tebliğ edilmiş olup anılan adreste haciz yapıldıktan sonra alacaklının talebi ile haciz yapılan yerin yanındaki işyerine geçilerek dava konusu haciz işlemi yapılmış, anılan mahalde borçlu şirket ortaklarından ... adına belge bulunmuş olup dosya kapsamında yer alan kira sözleşmelerine göre haciz yapılan yerin borçlu şirket tarafından alt kira sözleşmesi ile 3.kişi şirkete kiralandığı, 3.kişi şirketin kurucu ortaklarının borçlu şirketin ortaklarından ...’un eşi ... ve ... olduğu, borcun doğumundan sonra 15.1.2018 tarihinde ...’ın hissesini borçlu şirkete devrettiği, borçlu şirketin
12.10.2018 tarihinde hisselerini ... ’e devrettiği, anılan şahsın borçlu şirket ortağı ...’un kayınbabası olduğu,bu haliyle üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 5.7.2021 tarih ve 2021/1016 Esas 2021/1048 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2022 gününde oy birliği ile karar verildi.