Esas No: 2022/10748
Karar No: 2022/11401
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/10748 Esas 2022/11401 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/10748 E. , 2022/11401 K.Özet:
Davalı alacaklı borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ederek üçüncü kişinin faaliyette bulunduğu adreste gerçekleştirilen haciz işlemine itiraz ederek istihkak iddiasında bulunmuştur. İlk yargılama sonucunda davanın reddedilmesi ve İİK'nin 97. maddesine ilişkin şikayetin reddi kararına karşı yapılan temyiz başvurusu Yargıtay tarafından bozulmuştur. Mahkeme yeni kararında ise tarafların haklılık durumunun değerlendirilmesinde delil olarak dayanılan faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı ve bunların mahcuzlara uygunluğuna ilişkin mali müşavir bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilerek, davanın konusuz kaldığı için mahkemenin hakkında karar vermemesi gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme yanlışlıkla nispi harç talep etmiş ancak bunun düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrası ve 2-a fıkrasıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi, asıl dosyada 09.10.2012 günlü haczin 3. kişinin faaliyette bulunduğu adreste gerçekleştirildiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, birleşen dosyada İİK'nin 97. maddesinin uygulanmasına yönelik olarak şikayet talebinde bulunmuştur.
Davalı alacaklı, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirketin ortakları arasında akrabalık bulunduğunu, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, asıl dosyada davanın reddi ile birleşen dosyada İİK’nin 97. maddesinin uygulanmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. HD. 22.04.2015 tarih, 2014/26655 Esas, 2015/9158 Karar sayılı ilamı ile birleşen davaya yönelik temyiz talebinin hükmün kesin olması nedeniyle reddine, asıl dosyaya ilişkin temyiz talebinin kabulü ile karar tarihinden sonra 17.01.2014 tarihinde icra dosyasının infazen kapatılması nedeniyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 10.6.2021 tarih, 2021/1000 Esas, 2021/4980 Karar sayılı ilamı ile; Mahkemece; her ne kadar bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiş, 17.01.2014 tarihinde dosyanın infaz edilmesi nedeni ile dosyadaki tüm hacizlerin fekkine karar verildiğinden haczin ortadan kalktığı, davanın konusuz kaldığı dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesinin isabetli olmadığı, ayrıca davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumunun değerlendirilmesinde delil olarak dayanılan faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı ve bunların mahcuzlara uygunluğuna ilişkin mali müşavir bilirkişi raporu alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyarak konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre yerinde olmayan temyiz sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-492 sayılı Harçlar Kanunu'nda düzenlenen, yargı harçlarının alınması kamu yararına ilişkin olduğundan, bu hususun mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.Bu durumda; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davada esas hakkında karar verilmesi halinde nispi harç alınacağı, usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlarda maktu harç alınacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen nispi harca hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davalı alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile, hüküm fıkrasının 2. bendindeki " Asıl alacak miktarı haczedilen mahcuzların değerinden az olduğundan asıl alacak olan 18.000,00 TL üzerinden hesap edilen nispi harç olan 1.229,58 TL harcın peşin alınan 629,10-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 600,48 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına " cümlesinin çıkartılmasına, yerine " alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 629.10 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 548.40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.