Esas No: 2022/3564
Karar No: 2022/11501
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/3564 Esas 2022/11501 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/3564 E. , 2022/11501 K.Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin verdiği karara göre, bir bankanın araçlara ilişkin satış ilanında belirtilen KDV oranının yüksek olduğunu ileri sürerek fazla yapılan tutarın iadesi talebi, vergi mahkemelerinin görevine girmektedir. İcra mahkemelerinin bu talepler hakkında istemin usulden reddine karar vermeleri gerekmektedir. Kararda, HMK'nun 114/1-b ve 115. maddeleri uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının dava sürecinin her aşamasında inceleneceği belirtilmiştir. Kararın gerekçesi olarak da Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 28.02.2022 tarih ve 2021/524 E. - 2022/120 K. sayılı kararı gösterilmiştir. Bu karara göre, ihale yoluyla satışı yapılan taşınmaza ilişkin olarak tahakkuk ettirilen % 18 oranlı KDV’nin vergi dairesine ödenmesi durumunda, vergi mahkemelerinin görevli olduğu ve vergi iadesinin muhatabının da vergi dairesi olduğu belirtilmiştir. Kararda, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı bankanın, alacağa mahsuben ihale yolu ile satın aldığı araçlara ilişkin olarak, satış ilanında belirtilen % 18 oranı üzerinden hesaplanan 85.320,00 TL tutarındaki KDV’yi 26.3.2019 tarihinde ödediğini, ancak KDV oranının % 1 olması gerektiğini ileri sürerek fazla yapılan 80.580,00 TL’nin iadesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin esastan reddedildiği, şikayetçinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Dairemiz içtihatları; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 03.5.2021 tarih ve 2021/259 E. - 2021/316 K. sayılı ilamı gereğince, KDV’ye ilişkin işlemin kaynağının icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan bahisle, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerektiği yönünde iken, Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.02.2022 tarih ve 2021/524 E. - 2022/120 K. sayılı kararı ile; “ihale yoluyla satışı yapılan taşınmaza ilişkin olarak tahakkuk ettirilen % 18 oranlı KDV’nin vergi dairesince tahsil edildiği noktasında tartışma bulunmadığı, bu durumda satış memurluğunun vergi sorumlusu sıfatının sona erdiği, verginin iadesinin muhatabının vergi dairesi olduğu, bu kapsamda açılan davada da, 3065 sayılı Kanun hükümleri gereğince katma değer vergisine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevinin, 2576 sayılı Kanun uyarınca idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait bulunduğu” şeklindeki son kararı gereğince Dairemizce görüş değişikliğine gidilerek, ihalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu ve icra mahkemelerinin bu talepler hakkında istemin usulden reddine karar vermeleri gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Somut olayda; şikayete konu KDV’nin, şikayet tarihi olan 14.02.2020 tarihinden önce 26.3.2019’da ödendiği görülmekte olup, verginin iadesinin muhatabı da artık vergi dairesidir. Bu kapsamda açılan davada da; uyuşmazlığın çözümü görevi idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine aittir.
Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin karar tarihleri itibariyle yukarıda yer alan vergi mahkemelerinin görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi kararı henüz mevcut değil ise de; HMK’nun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmasına ilişkin dava şartı ile aynı Kanunun 115. maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı ile dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi gerektiğine ilişkin düzenlemeler gereğince, temyiz incelemesi aşamasında yargı yolunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
O halde mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle istemin usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 30.11.2021 tarih ve 2020/2274 E. - 2021/2844 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06.7.2020 tarih ve 2020/283 E. - 2020/787 K. sayılı kararının resen BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçi/alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.