... Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi"nce 18.07.2014 tarihinde 2014/111 değişik iş sayılı ek kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11.12.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 25.06.2010 tarihinde 2010/34 esas ve 2010/789 karar sayı ile verilen, sanık ..."nin 5237 sayılı TCK"nın 50, 52 maddeleri ile 191. maddesinin 2. ve 6. fıkraları uyarınca 6000 TL adli para cezasına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
b) İnfaz aşamasında, ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce sanığın tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine, Mahkemesince 30.05.2014 tarihinde 2010/34 esas ve 2010/789 karar sayılı ek kararı ile sanık hakkındaki 6000 TL adi para cezasının 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 7. fıkrası uyarınca aynen infazına karar verildiği,
c) Aynen infaz kararına yapılan itiraz üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18.07.2014 tarih 2014/111 değişik iş sayılı kararı ile itirazı reddettiği ve kararın kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun "Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak" başlıklı 191. maddesinin 2. ve 5. fıkralarında belirtilen "Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine: kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir. Bu karar, durma kararının hukuki sonuçlarını doğurur." ve " Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir" şeklindeki düzenlemeleri dikkate alındığında, mahkemece duruşma açılarak sanığa, "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı kabul edilerek, cezaya hükmolunabileceği" uyarısını içeren davetiye tebliğ edilmesi gerekirken, sanık adına meşruhatlı davetiye tebliğ edilmeden ve denetimli serbestlik şube müdürlüğünün çağrısına uymayan sanık hakkında davaya devam olunurken usul ve yasaya aykırı şekilde duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu dosya üzerinden doğrudan sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunan
karara yönelik yapılan itirazın belirtilen yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18.07.2014 tarihli değişik iş kararının bozulması istenmiştir.
25.06.2010 tarihli mahkûmiyet hükmünün 27.07.2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin karar tarihinde yürürlükte olan 7. fıkrası uyarınca verilen “6.000,00 YTL adli para cezasının aynen infazına” ilişkin kararın, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesi uyarınca verilen bir karar niteliğinde olması ve aynı Kanun’un 101. maddesinin 3. fıkrası uyarınca itiraz yoluna tabi bulunması nedeniyle 18.07.2004 tarihinde merciince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu ayrıca itiraz sürecinde 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete" de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile TCK"nın 191. maddesinin değiştirilmesi nedeniyle hükümlünün uyarlama yargılaması yapılması için talepte bulunabileceği anlaşılmakla; yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın Mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.