1. Hukuk Dairesi 2021/2340 E. , 2021/4949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 355 ada 5 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna devrettiğini, mirasbırakanın satış tarihinde başka bir taşınmazının olmadığını, taşınmazın davalının baskıları sonucunda temlik edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, satış işleminden sonra miras haklarından feragat ettiğini, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece "...Somut olaya gelince; 26.04.2012 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ile yapılmadığından geçerli olduğu söylenemez. Öte yandan davacılar yapılan satışın bedelsiz ve muvazaalı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmışlar, davalı ise mirasbırakanın dava konusu taşınmaz haricinde başkaca taşınmazları da bulunduğunu, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını savunmuştur. Ne var ki mahkemece, yukarıda değinildiği üzere ve hükme elverişli olacak nitelikte bir inceleme, irdeleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, mirasbırakanın terekesinde bulunan tüm malvarlığının ve bu malvarlığının miktarı ile temlik edilen taşınmazın tüm malvarlığı içindeki oranının belirlenmesi, mirasbırakanın asıl amaç ve iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, toplanmış ve toplanacak tüm delillerin değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Mahkemece temlikin mal kaçırmak amacıyla değil minnet duygusu ile yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 04.02.2013 tarihinde ölümü ile geriye davacı eşi...davacı kızı ..., davalı oğlu ... ve dava dışı çocukları... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 355 ada 5 (ifrazen 355 ada 23 ve 355 ada 24) parsel sayılı taşınmazın 25.04.2012 tarihinde 1.000TL bedelle davalıya devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 55. maddesi gereğince; taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
Somut olayda, davacı ...’ın yargılama sırasında, 11.06.2017 tarihinde öldüğü, nüfus kaydına göre geriye çocukları davacı ..., davalı ... ve dava dışı... ve ...’in kaldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, öncelikle davacı ...’in yargılama sırasında ölümü ile terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK"nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.