Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/15090 Esas 2022/10886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/15090
Karar No: 2022/10886
Karar Tarihi: 06.07.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/15090 Esas 2022/10886 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/15090 E.  ,  2022/10886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇLAR : Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme, genel güvenliği tehlikeye sokmak, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme bunların hakaretlerine katılma, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, görevi yaptırmamak için direnme ve mala zarar verme
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve kamu davalarının düşürülmesi


    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.07.2020 tarih, 2019/1-52 Esas ve 2020/359 Karar, 12.03.2020 tarih, 2018/1-337 Esas ve 2020/176 Karar, 23.10.2018 tarih, 2017/1-842 Esas ve 2018/457 Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere; temyiz kanun yolu başvurusunda bulunulduktan sonra, ilgililerin temyiz başvurusundan "feragat" ya da "vazgeçme" vb. içerikli taleplerinin, kanun yoluna başvurma hakkından feragat kapsamında değil yapılan kanun yolu başvurusunun geri alınmasını düzenleyen 5271 sayılı CMK'nın 266. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve talep içeriğinin açıkça temyiz başvurusunun geri alınması diğer bir deyişle yapılan temyiz başvurusundan vazgeçme iradesini yansıtıp yansıtmadığına bakılmasının gerekeceği, iradenin açıkça yapılan temyiz başvurusundan vazgeçmeye yönelik olması hâlinde, temyiz davasının açılabilmesi için gerekli olan "istek" de ortadan kalkmış olacağından vazgeçilen bu temyiz davasından dolayı Yargıtay’ca temyiz incelemesinin yapılamayacağı, bu itibarla somut olayda suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminde bulunmasından sonra suça sürüklenen çocuk ...’ün “Almış olduğum cezamın onaylanmasını istiyorum.” şeklindeki dilekçesi ile asıl iradesinin temyizden vazgeçmek değil de, dosyanın Yargıtay'da öncelikle incelenmesine yönelik olduğu, sanığın dilekçesinde temyizden vazgeçtiğine dair açık bir ibare yazmadığı gibi müdafiisinin de bu yönde bir talebinin olmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
    I-Suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... hakkında kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların temyizinin olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazının olanaklı olduğu ve CMK’nın 264/1. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar müdafiileri yönünden yasa yoluna başvuruda ve mercide yanılmanın haklarını ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında; 5271 sayılı Yasanın 264/2. maddesi uyarınca itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye, Mahkemesince iletilmek üzere dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
    II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
    III-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçundan kurulan hükümler ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında siyasi parti teşkilatının kullanımında bulunan binaya taş atmak suretiyle mala zarar verme ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçlarından kurulan hükümler ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... hakkında siyasi parti teşkilatının kullanımında bulunan binaya taş atmak suretiyle mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    1-Suça sürüklenen çocuk ...’e yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 265/1, 265/3, 43/1, 2 ve 2911 sayılı Kanunu'nun 32/1-1 ve 31/3. maddelerine uyan görevi yaptırmamak için direnme ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçlarının gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırlarına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık uzayan dava zamanaşımının, suç tarihi olan 03.06.2013 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    2-Suça sürüklenen çocuk ...’e yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a-f, 31/3 ve 2911 sayılı Kanunu'nun 32/1-1 ve 31/3. maddelerine uyan mala zarar verme suçu ile kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçları ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ...’ya yüklenen 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a-f ve 31/3. maddelerine uyan mala zarar verme suçunun gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırlarına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık uzayan dava zamanaşımının, suç tarihi olan 03.06.2013 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiileri ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
    IV-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında genel güvenliği tehlikeye sokmak suçundan kurulan hüküm yönünden o yer Cumhuriyet Savcısının ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    İlk derece mahkemesinin 31.05.2016 günlü kararıyla ayrıca, suça sürüklenen çocuk ...’in, diğer suça sürüklenen çocuklar ve temyiz denetimi dışındaki sanıklarla birlikte AK Parti ... İlçe teşkilatının bulunduğu binaya taş atmak ve yakmak suretiyle zarar verdiği ve bu fiil dolayısıyla diğer katılan, müşteki ve mağdurlara ait işyerlerinin de zarar gördüğü, ayrıca sonradan olay yerine yangını söndürme amacıyla gelen bir itfaiye aracına da taş atmak suretiyle (kamu malına) zarar verdiği olayda bir kez nitelikli mala zarar verme suçundan TCK'nın 152/1-a-f, 152/2-a-son, 43/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası, genel güvenliği tehlikeye sokma suçundan ise, TCK'nın 170/1-c ve 31/3. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve katılan ..., müştekiler ... ve ...'a yönelik mala zarar verme suçundan beraat, müşteki ... ile mağdurlar ... ve ...'a yönelik mala zarar verme suçundan ise düşme kararları da verilmiş bu kararlar da suça sürüklenen çocuk ... müdafiisi ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiş olduğundan, Daire olarak fiilin hukuki anlamda tekliği-çokluğu ile aynı neviden ve farklı neviden fikri içtima hükümleri açısından bir değerlendirme yapılması gerekmiştir.
    Yeni Türk Ceza Adalet Sisteminde “Kaç tane fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza” kuralı geçerlidir. Ancak; “Suç ve Cezada Orantılılık İlkesi” uyarınca bu kuralın, bileşik suç ( TCK m. 42 ), zincirleme suç (TCK m. 43/1) ve fikri içtima (Fikri içtima; aynı-TCK m. 43/2- neviden fikri içtima ve farklı-TCK m. 44- neviden fikri içtima olmak üzere ikiye ayrılır.)dan ibaret olmak üzere üç ayrı istisnası kabul edilmiştir.
    5237 sayılı TCK’nın "Zincirleme suç" başlıklı 43. maddesinin ikinci fıkrasında “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.” denilmektedir.
    "765 sayılı TCK'nın sisteminde; aynı neviden fikri içtima hükümleri yâni, TCK'nın 43/2. maddesinin karşılığı yoktur."
    "Fiilin doğal anlamda tekliği ile hukuki teklik kavramları farklıdır.
    Dar bir yorumla, değişik zamanlarda işlendiği kabul edilebilecek fiillerin birden fazla olması, her zaman hukuken de birden fazla fiilin ve dolayısıyla birden fazla suçun varlığını kabul etmemizi gerektirmez.
    765 sayılı TCK'nın 80. maddesinde “muhtelif zamanlarda vaki olsa bile” ibaresinin yer almasına karşılık, 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesinde “değişik zamanlarda” ibâresine yer verilmesini de dikkate aldığımızda; yeni dönemde “geniş yorum”un kabul edildiğini, fiilin doğal olarak tekliği ile hukuki teklik kavramlarının aynı olmadığını, aralarında hukuki ve fiili kesinti olmayan, her biri tek başına da suç teşkil edebilen hareketlerin kısa süre içinde tekrarlanması halinde, bu hareketlerin bir bütün olarak tek bir fiil olarak kabul edilmesi gerektiğini, düşünmekteyiz.
    Fiilin tekliği kavramı ile hareketin tekliği kavramları da aynı değildir. Kasten yaralama suçunda, kısa aralıklarla yapılan silah atışı ya da atılan yumruk sayısı birden fazla diye, atış ya da darbe sayısı kadar fiilin ve kasten yaralama suçunun varlığını veya cinsel saldırı suçunda duhûl sayısı kadar fiil ve suçun varlığını kabule imkan yoktur.
    Hırsızlık suçu ile ilgili olarak bir örnek vermek gerekirse; fail, üç ortağa ait olan (bunu fail de biliyor olsun ...) markete girip içeriden, 15 kg çay, 20 kg. şeker, 50 kg yağ, 50 kg tuz, 70 koli deterjan, kasadan para, masanın üzerindeki cep telefonu ve saireyi aynı zamanda almış olsun. Bu örnekte çok sayıda alma fiili olmasına rağmen bunların hukuken tek bir fiil ve tek bir hırsızlık suçunu oluşturduğunda kuşku bulunmasa gerekir.
    Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu düşüncelerden hareketle, 02.10.2007 günlü, 2007/6-195 esas ve 2007/197 karar sayılı kararında, “fiilin tekliği” konusunda geniş yorumu benimsenmek suretiyle, “yakınanın evinden para ve bir kısım eşya ile birlikte alınan otomobil anahtarıyla evin otoparkında bulunan aracın çalınmasının tek bir nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacağı”nı kabul etmiştir. YCGK, 21.05.2013 günlü, 2012/1543 esas ve 2013/257 sayılı kararında; “gündüzleyin bina içinden mağdura ait cep telefonu ve araç anahtarının çalınması, aynı günün gecesinde de; gündüz çalınan anahtarla mağdurun otomobilinin çalınmaya teşebbüs edilmesi suçlarını” fiiller arasında zaman bakımından aralık (fiili kesinti) bulunması nedeniyle zincirleme suçun varlığını kabul etmiştir.
    YCGK, 08.06.2010 günlü, 11/98–143 esas ve sayılı kararında ise; “Kanunda “aynı zaman” ve “değişik zaman” kavramları konusunda açıklık bulunmadığından, bu hususun her somut olayın özelliği göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve eylemin değişik zamanlarda işlenip işlenmediğinin belirlenmesi, bu bağlamda, aynı zaman kavramının dar yorumlanmayarak, çok kısa zaman aralıklarının da aynı zaman dilimi olarak kabul edilmesi” gerektiğini açıkça vurgulamıştır."
    TCK’nın "Fikri içtima" başlıklı 44. maddesinde ise “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Farklı neviden fikri içtima istisnası ve tehlike suçu-zarar suçu bağlamında ifade etmek gerekirse, bir fiille tehlike suçu işlenmekle birlikte aynı zamanda zarar suçu da işlenmişse daha ağır cezayı gerektiren zarar suçundan ceza verilmesiyle yetinilmesi gerekir.
    Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde;
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında, Ak Parti .../... İlçe Başkanlığı'na taş atmak ve yakmak suretiyle gerçekleştirdiği doğal anlamda tek olmayan ancak hukuki anlamda tek olarak kabul edilmesi gereken bir fiille işlenen nitelikli mala zarar verme suçundan dolayı TCK’nın 152/1-f, 152/2-a ve 43/2 maddeleri uyarınca aynı neviden fikri içtima hükümleri uyarınca tek bir ceza verilmesiyle yetinilmesi yerine, aynı binada işyerleri bulunan mağdurlar ..., ... ve ...’e yönelik zarar verme neticesinin ayrıca TCK’nın 151. maddesi kapsamında mala zarar verme olarak kabul edilmesi ve şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi,
    Aynı şekilde suça sürüklenen çocuk ...'in aynı fiille Ak Parti .../... İlçe Başkanlığı'nın bulunduğu binada iş yerleri bulunan mağdurlar ..., ... ve ...’e yönelik olarak da mala zarar verme suçunu işlediği hususu sübuta erdiği halde bu mağdurlara yönelik mala zarar verme suçlarından dolayı ayrıca beraat kararı verilmesi,
    Hukuka aykırı olarak kabul edilmiştir.
    Öte yandan suça sürüklenen çocuk ...’in işlediği, yangını söndürmek amacıyla olay yerine gelen itfaiye araçlarından birine taş atmak suretiyle zarar verme fiili, Ak Parti .../... İlçe Başkanlığı'nın bulunduğu binaya yönelik taş atma ve yakma suretiyle işlenen nitelikli mala zarar suçunu oluşturan fiilden doğal ve hukuki anlamda ayrı bir fiil olduğundan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 152/1-a ve 31/3. maddelerinden ayrıca ceza verilmesi yerine, hatalı olarak Ak Parti .../... İlçe Başkanlığı ile katılan, müşteki ve mağdurlarının bulunduğu binayı yakmak ve taş atmak suretiyle mala zarar verme fiiliyle birlikte TCK'nın 152/1-a-f, 152/2-a-son, 43/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca bir kez ceza verilmesi de hukuka aykırıdır.
    Ancak; TCK'nın 152/1-a ve 31/3. maddeleri kapsamındaki suçta, cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımının, karar tarihi olan 03.06.2013 gününden inceleme tarihine kadar geçmişse de kamu malına zarar verme suçundan müstakil olarak verilen bir mahkûmiyet hükmü verilmediğinden bozma ve düşme kararı verilmesine gerek olmadığı, bu yönden açılan davayla ilgili olarak verilmesi gereken kararı ilk derece mahkemesinin vermesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
    Nihayet TCK’nın 170. maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun tehlike suçu, buna mukabil TCK’nın 151 ve 152. maddelerinde düzenlenen mala zarar verme suçunun ise; zarar suçu olduğu, bir fiille tehlike ve zarar suçlarının birlikte işlenmesi halinde, TCK’nın 44. maddesi gereğince daha fazla ceza gerektiren mala zarar verme suçundan cezalandırılmasıyla yetinilmesi gerektiği halde, suça sürüklenen çocuk hakkında ayrıca TCK’nın 170. maddesi uyarınca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan ayrıca ceza verilmesi de hukuka aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle;
    Suça sürüklenen çocuk ...'in AK Parti ... İlçe Teşkilatının bulunduğu binada kasten yangın çıkararak aynı binada iş yerleri bulunan ..., ... ve ...’e ait iş yerlerinin de yangından etkilenmesi nedeni ile TCK'nın 152/1-f, 152/2-a ve 43/2. maddeleri ile cezalandırılması yetinilmesi ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan ayrıca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
    V-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ..., müştekiler ... ve ...’ye yönelik mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Suça sürüklenen çocuk ...'in AK Parti ... İlçe Teşkilatının bulunduğu binada kasten yangın çıkararak aynı binada iş yerleri bulunan ..., ... ve ...’e ait iş yerlerinin de yangından zarar görmesi nedeni ile TCK'nın 152/1-f, 152/2-a ve 43/2. maddeleri uyarınca nitelikli mala zarar verme suçundan aynı neviden fikri içtima hükümleri uyarınca bir kez ceza verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde suça sürüklenen çocuk hakkında ayrıca beraat kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
    VI-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..., mağdurlar ... ve ...’a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan verilen düşme kararlarına yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Suça sürüklenen çocuk ...'in AK Parti ... İlçe Teşkilatının bulunduğu binada kasten yangın çıkararak, aynı binada iş yerleri bulunan mağdurlar ..., ... ve ...'in iş yerlerine yönelik gerçekleştirdiği eylemin re’sen soruşturma ve kovuşturmaya tabi olduğu halde, TCK'nın 152/1-f, 152/2-a ve 43/2. maddeleri uyarınca nitelikli mala zarar verme suçundan aynı neviden fikri içtima hükümleri uyarınca bir kez ceza verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde suça sürüklenen çocuk hakkında ayrıca adı geçen mağdurların şikayetten vazgeçmesi nedeniyle düşme kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
    VII-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında Siyasi parti teşkilatının kullanımında bulunan binaya yönelik olarak yangın çıkarmak sureti ile mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
    Suça sürüklenen çocuk ...’in Ak Parti .../... İlçe Teşkilatının bulunduğu binaya taş atmak ve yakmak suretiyle parti binası ile katılan, mağdur ve müştekilere ait işyerlerine TCK'nın 152/1-f, 152/2-a ve 43/2. maddeleri kapsamında nitelikli mala zarar verme suçunu işledikten sonra yangını söndürmek amacıyla olay yerine gelen itfaiye aracına taş atmak suretiyle zarar vermesi fiilinin doğal ve hukuki anlamda ayrı bir fiil ve ayrı bir suç olmasına rağmen hatalı değerlendirmeyle suça sürüklenen çocuğun TCK'nın 152/1-a-f, 152/2-a ve 43/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 06.07.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Hemen Ara