Esas No: 2021/20402
Karar No: 2022/10839
Karar Tarihi: 06.07.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/20402 Esas 2022/10839 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/20402 E. , 2022/10839 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, yağmaya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet ve esastan red
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10/2-3 maddesinde;
“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ve çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2/d maddesinde yer alan “şiddet” tanımına göre;
“Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ek; “Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.12.2019 gün, 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile özetle; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Somut olayda pozitif ayrımcılığa tabi tutulan mağdurların 6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağduru olması nedeniyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aynı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılmasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu husustaki temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
I- Sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
a-Sanık hakkında nitelikli yağma ve yağmaya teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Hükmolunan cezaların miktarları ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
b-Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin suçun unsurlarının oluşmadığı ve TCK’nın 62.maddesinin uygulanması gerektiği hususlarına yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Şüpheli ...'in ortak ikametlerinde olaydan sonra ele geçirilerek ... Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emaneti'nin 2016/355 sırasında kayıtla muhafaza altına alınan bir adet namlu kısım üzerinde Pradel Nox yazılı, gümüş renkli, 12 cm namlu uzunluğu olan siyah saplı sap kısmı 12 cm olan ve 5237 s. Türk Ceza Kanunu kapsamında silah sayılan bıçağı ve yine olaydan sonra ele geçirilemeyen bir tornavidayı eline alarak 11.03.2016 günü saat 19:30 dan 12.03.2016 günü saat 02:00'a kadar müşteki ... ve mağdur ...'in ikametten dışarı çıkmasını engelleyerek, kapının arkasına bir şeyler yığarak iş bu şahısların zincirleme şekilde cebirle ve tehditle ve silahla hürriyetlerini kısıtladığı, olayda sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümde ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, sanık ... ve müdafii ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN ONANMASINA,
II- Sanık hakkında nitelikli yağma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik yapılan incelemede;
Dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hallerinin herhangi birinin varlığı tespit edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükmü ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin esastan red kararında ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurularının esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunduğundan, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığına iadesine, 06.07.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.