Esas No: 2019/5551
Karar No: 2021/4717
Karar Tarihi: 02.06.2021
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/5551 Esas 2021/4717 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre, tebligatın öncelikle muhatabın bilinen en son adresine çıkarılıp, bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresine yapılması gerektiği; sanığın yokluğunda verilen hükmün bilinen en son adresi ile aynı olan MERNİS adresine 21.04.2015 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, tebligat parçasına verilen şerhte sanığın ..."ya gittiği yazılarak imzadan imtina eden komşusu ..."ya bilgi verilerek ... mahallesi muhtarı olan dosyanın müştekisi muhtar ..."na teslim edildiği, sanıkla müşteki muhtar arasında husumetin bulunduğu dikkate alınarak, 07.05.2015 tarihli eski hale getirme talebi ve temyizin öğrenme üzerine süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede;
1-Suç tarihinde muhtar olan sanığın köy karar defterinde yer alan 24.09.2010 tarih, 85 nolu ve 30.11.2010 tarih ve 86 nolu kararları müşteki azaların bilgisi olmaksızın onlar adına imzalamak suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında; anılan kararların köyde başka şahıslar adına kayıtlı bulunan yerlerin sanık ve başka bir şahsa kiraya verilmesi hususunun doğrulanmasına ilişkin olduğu, sanığın aşamalardaki savunmalarında suça konu kararların banka tarafından kredi nedeniyle istenildiğini ve aciliyet gerektirdiğini, müştekilerin köy dışında olduklarından kendilerine telefonla arayarak ulaştığını ve onlar adına bilgi ve rızaları dahilinde imza attığını beyan ettiği, müşteki ... oğlu ...’nın mahkeme ve savcılık tarafından beyanlarında muhtar olduktan sonra karar defterini inceleyip suça konu kararları öğrendiğini, sanığın kendisini arayarak bir şey söylemediğini, diğer müşteki ... oğlu ... da mahkemece alınan beyanında diğer müştekinin yaptığı kontrol sırasında suça konu kararların ortaya çıktığını, sanığın kendisine bilgi vermediğini belirttiği ancak her iki müştekinin ön inceleme sırasındaki beyanlarında azalıkları sırasında olay tarihinde ...’da olmadıklarını, köy karar defterinin sürekli ellerinin altında olduğunu ve alınan kararlarda birlikte hareket ettiklerini söylediklerinin anlaşılması karşısında, savunmanın doğruluğu ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, suça konu kararların alındığı tarihlerde sanık ile müştekiler arasında herhangi bir telefon görüşmesi yapılıp yapılmadığının, köy karar defterindeki kiralama ilişkisinin gerçekliğinin tespit edilmesi ve müştekilerin aşamalardaki beyanları arasındaki çelişkilerin suç tarihi ile şikayet tarihi arasındaki uzun süre de sorularak giderilmesi, Çiftçi Kayıt Sistemi Yönetmeliği’nin 7/9. maddesindeki “Bu maddede düzenlenen kira sözleşmesi, muvafakatname, taahhütnamelerin muhtar ve aza huzurunda imzalanmış ve muhtar tarafından onaylanmış olması gerekir.“ hükmü de dikkate alınarak suça konu belgelerin ilgili tarım müdürlüğüne ve mahalli idareye gönderilerek tarımsal desteklemeden faydalanma amacıyla istenen köy karar defterindeki muhtar ve aza onaylı belgelerde muhtar yanında tüm köy azalarının imzasının bulunmasının zorunlu olup olmadığı sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Sanık hakkında 5237 sayılı Yasa’nın 204/2 ve 43. maddeleri uyarınca tayin olunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından aynı yasanın 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması esnasında sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırı,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.