Esas No: 2021/16989
Karar No: 2022/11525
Karar Tarihi: 15.09.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16989 Esas 2022/11525 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/16989 E. , 2022/11525 K.Özet:
Sanık, kamu malına zarar vermek suçundan mahkum edilmiş ancak karar temyiz edilmiştir. Müşteki kurum davaya katılma talebinde bulunmuş ve vekili olarak kabul edilmiştir. Ancak sanığın akıl sağlığı ile ilgili rapor talebi, sorgusunda ve temyiz dilekçesinde beyan ettiği psikolojik sorunlar nedeniyle dikkate alınmamıştır. Bu nedenle Adli Tıp Kurumu ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından heyet raporu alınması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. CMK'nın 260/1. maddesi müşteki tarafından dava açılabileceğini, 237/2. maddesi ise suçtan zarar gören müşteki davaya katılabilir ve vekilinin kabul edilebileceğini açıklamaktadır. 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesi ise akıl hastalığının varlığı halinde cezai ehliyetin etkilenebileceğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, müşteki kurumun şikayet dilekçesi ile sanığın cezalandırılmasını istediği, davaya katılma talebinde bulunduğu ve mahkemece verilen hükmü temyiz etmekle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören müştekinin davaya katılmasına ve vekilinin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmekle, katılan vekilinin ve sanığın temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanığın mahkemedeki sorgusunda "psikolojik sorunları olduğunu, tedavi gördüğünü, akıl sağlığı ile ilgili rapor alınmasını istediğini" beyan ettiği, sanık müdafisinin de sanığın akıl sağlığı ve ceza ehliyeti ile ilgili rapor talebinde bulunduğu, sanığın ayrıca soruşturma aşamasındaki ifadesinde "odayı yakmadan önce psikolojik sorunlarının başladığını" beyan ettiği, sanığın temyiz dilekçesinde "olay esnasında psikolojik tedavi gördüğünü, ilaç kullandığını, olayı hatırlamadığını" beyan etmesi karşısında, 03/03/2015 tarihinde işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığının bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas kurulundan ya da tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinden heyet raporu aldırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken "sanığın bu talebinin davayı sürüncemede bırakmak maksadı taşıdığı, sanığın hal ve hareketlerinde cezai ehliyetin tespitini gerektirecek şüpheli bir durumun fark edilmediği" şeklindeki hatalı gerekçelerle sanığın ruh sağlığı ile ilgili rapor aldırılmadan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık, sanık müdafiii ve katılan vekilinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle diğer yönleri incelenmeksizin tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.