Esas No: 2017/1707
Karar No: 2017/5507
Karar Tarihi: 06.12.2017
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1707 Esas 2017/5507 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2017 tarih ve 2017/32196 sayılı tebliğnamesi ve ekindeki Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.05.2017 gün ve 94660652-105-35-2753-2017-Kyb sayılı yazılarında; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve fuhuş için aracılık yapmak suçlarından sanık ... Kurnaz (Çoşgun)’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/2, 227/2-6 (üç kez), 227/4 ve 52/2 (üç kez) maddeleri uyarınca 2 yıl, 4 yıl 6 ay (iki kez) ve 6 yıl 9 ay hapis ile 30.000,00 (iki kez) ve 45.000,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2012 tarihli ve 2009/136 esas, 2012/20 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.12.2012 tarihli ve 2012/9681 esas, 2012/14568 sayılı ilamını müteakip, infazı sırasında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve fuhuş için aracılık yapmak suçlarından kurulan hükümlerde 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesinin uygulanması talebinin reddine dair Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.01.2017 tarihli ve 2009/1 esas, 2012/127 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli ve 2017/35 değişik iş sayılı kararının;
“Hükümlü hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesinin uygulanmasına karar verilmiş olması karşısında, anılan suçtan verilen mercii kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden bu suçtan kurulan hüküm yönünden mercii kararı kanun yararına bozma incelemesine konu edilmeyerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesinin bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, gerekse Yargıtay ilgili Ceza Dairelerinin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da dikkate alındığında, örgüt mensubu olan sanık hakkında örgütün faaliyeti kapsamında işlediği fuhuş için aracılık yapma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir" gerekçesi ile Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Kanun Yararına Bozulması talep olunmuştur.
I-OLAY:
Örgüt üyesi olmaktan mahkum olan hükümlü ... (...)’un örgütün faaliyeti kapsamında işlenen fuhuş için aracılık yapma suçlarından da cezalandırılmasına ilişkin Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2012 gün ve 2012/136 esas, 2012/20 sayılı kararının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nce 11.12.2012 tarih ve 2012/9681, 2012/14568 sayılı ile mahkemenin hükümlü hakkında uygulamadığı TCK"nın 58/9. maddesinin bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesinin mümkün olduğu da belirtilmek suretiyle onanmasına karar verilmiştir.
Kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin infazı sırasında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlü hakkında TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanmasına ilişkin ek karar verilmesini talep ettiği Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi 11.01.2017 tarih ve 2009/1 esas, 2012/127 sayı ile "mahkeme kararında TCK 58/9. maddesinin uygulanmaması nedeniyle bu hususta sonradan hükümlü aleyhine olacak şekilde yeniden karar verilmesinin mümkün olmadığı"ndan bahisle talebin reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan itiraz da Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 gün ve 2017/35 D. İş sayılı kararıyla belirtilen gerekçe nazara alınarak reddedilmiştir.
II-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Örgüt faaliyeti kapsamında suç işleyen hükümlü hakkında, mahkeme kararında uygulanacağı belirtilmeyen TCK"nın 58/9. maddesinin kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı hususuna ilişkindir.
III-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
TCK"nın "Tanımlar" başlıklı 6/1-j maddesinde örgüt mensubu suçlu; "bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi" şeklinde tarif edilmiştir.
Aynı Kanunun 58/9. maddesi de, örgüt mensubu suçlu hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmedileceğini belirtmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.02.2014 tarih ve 2013/7-399 esas, 2014/58 karar sayılı kararında; “Özel tehlikeli suçlular düzenlenmesine ilk kez 5237 sayılı TCK"nda yer verilmiş olup, kanun koyucu itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçluyu özel tehlikeli suçlu olarak kabul etmiştir. Özel tehlikeli suçlular bakımından, mükerrerliğin şartları oluşmaksızın mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması esası getirilmek suretiyle, cezanın özel önleme amacı ön plana çıkarılmıştır. Söz konusu kişilerin özel tehlikeli olarak kabulünün sebebi ise diğer suç faillerine göre suça eğilimlerinin yüksek olmasıdır.
İtiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçluluk hallerinden birinin varlığı mahkemece tespit edildiği takdirde, hükümde bu durumun açıkça belirtilip, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
Ayrıca; TCK"nın 58/9. maddesi hükmü, örgüt mensubu olmanın kanuni sonucu olarak uygulanan infaza yönelik bir düzenleme niteliğini taşır ve gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hakka konu edilemez. Dolayısıyla, mahkemece kararda belirtilmemiş olsa dahi her zaman uygulanmasına karar verilebilir.
Bu açıklamalar ve incelenen dosya kapsamına göre somut olay değerlendirildiğinde;
Örgüt faaliyeti kapsamında fuhuşa aracılık yapma suçlarından (3 kez) mahkum olan hükümlü ... (...) hakkında, yerel mahkemece kararda belirtilmemiş olmasa dahi kazanılmış hak oluşturmayacağından TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanması gerekirken, buna yönelik talebin reddine dair Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.01.2017 tarih ve 2009/1 esas, 2012/127 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine ilişkin Konya 5. Ağır ceza Mahkemesinin 01.02.2017 gün ve 2017/35 D. İş sayılı kararında isabet görülmemiştir.
IV-SONUÇ VE KARAR:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 gün ve 2017/35 D. İş sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre uygulama yapılarak; Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2012 tarih ve 2009/136 esas, 2012/20 karar sayılı kararı ile örgüt faaliyeti kapsamında mağdurlar ... , ... ve ... (...)"ya karşı işlediği fuhuşa aracılık yapma suçlarından hükümlü ... (...) hakkında TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.