Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1201 Esas 2017/5424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1201
Karar No: 2017/5424
Karar Tarihi: 27.11.2017

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1201 Esas 2017/5424 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2017/1201 E.  ,  2017/5424 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP :
    Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu malına zarar verme ve tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.11.2016 tarihli ve 2016/47382 soruşturma, 2016/14070 esas, 2016/1497 sayılı iddianamenin iadesine dair Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2016 tarihli ve 2016/15 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2016/856 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun iddianamenin iadesi başlıklı 174. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez” şeklindeki hüküm gereğince PKK/KCK terör örgütü kapsamında 09.10.2012 tarihinde meydana getirilen eylemlerden şüphelinin yalnızca parmak izi ile tespiti yapılan SODES (Aile Danışma Yaşam ve Kadın Yaşam Merkezi)"ne yönelik eylemleri nedeniyle sorumlu tutularak ve yine yalnızca işlediği iddia olunan eylemlerinin karşılığı olan sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasının talep edilmesine karşın, şüphelinin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 ve bununla bağlantılı olarak aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince cezalandırılmasının talep edilmediği gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeden merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde bir isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.03.2017 gün ve 94660652-105-33-213-2017-Kyb sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27.03.2017 gün ve 2017/18834 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I) Olay:
    Şüpheli ... hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma, kamu malına zarar verme ve tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme” suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca
    düzenlenen 28.11.2016 tarihli ve 2016/47382 soruşturma, 2016/14070 esas, 2016/1497 sayılı iddianame ile Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi 06.12.2016 gün ve 2016/15 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “suç tarihi olan 09.10.2012 tarihinde meydana gelen olaya yönelik olarak olayla bağlantılı olan diğer şüpheliler hakkında Mersin Çocuk Mahkemesine hitaben düzenlenen 2012/1157 sayılı iddianamede diğer şerikler hakkında Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesinin tatbikinin istenildiği, iadeye konu iddianamede ise 09.10.2012 tarihli olaydan bahsedilmesine rağmen sevk maddesi olarak Terörle Mücadele Kanununun 7/2 ve bununla bağlantılı olarak aynı Kanunun 5/1. maddesinin gösterilmediği, Yargıtay içtihadı ve yine Yüksek Mahkemenin istikrar bulan kararlarında iddianame metninde bir eylemden bahsedilmesinin o eylem hakkında dava açıldığı anlamına gelmeyeceğini, bu nedenle eksik hususların giderilmesi amacıyla iddianamenin iadesine yönelik karar verildiği” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdiği, bu karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazında Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2016/856 değişik iş sayılı kararıyla reddedilerek söz konusu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
    II) Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanunun 174/1 maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, bu kapsamda Cumhuriyet savcısı tarafından açılan kamu davasında; iddianamede suçun hukuki nitelendirilmesinin “silahlı terör örgütüne üye olma, kamu malına zarar verme ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” kabul edilmesine rağmen mahkemece “sevk maddesi olarak Terörle Mücadele Kanununun 7/2 ve bununla bağlantılı olarak aynı Kanunun 5/1. maddesinin gösterilmemesinin CMK"nın 170/3-6 yollamasıyla aynı Kanunun 174/1-a maddesine aykırılık teşkil edeceği” gerekçe gösterilerek iddianamenin iadesine karar verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
    III) Hukuksal Değerlendirme:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun;
    170. maddesinde; iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının ayrıntılı olarak belirtildiği, bu madde hükümlerine göre görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede şüpheli, şikayetçi, maktul, mağdur ve suçtan zarar gören ile açıklamasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimlikleri, şüphelinin müdafi, mağdur veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi, şikayetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri,

    şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterilmesi gerektiği,
    174/1. maddesinde; iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin düzenlendiği, bu madde hükümlerine göre, aynı Kanunun 170. maddesine aykırı olarak ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan veya önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine karar verilebileceği,
    170/2. maddesinde; soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu,
    174/2 maddesinde; suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği,
    Düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesinde iddianamenin iadesi sebepleri gösterilmiş olup aynı maddenin ikinci fıkrasına göre suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği hukuken şüpheye yol açmayacak şekilde açıktır.
    Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 28.11.2016 gün ve 2016/47382 soruşturma, 2016/14070 esas, 2016/1497 sayılı iddianamesi incelendiğinde, Cumhuriyet savcısı suçun hukuki nitelendirmesini “şüphelinin üzerine atılı eylemin “silahlı terör örgütüne üye olma, kamu malına zarar verme ve tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme” suçlarını oluşturacağı” şeklinde kabul etmiştir.
    Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve soruşturma dosyası kapsamında somut olay değerlendirildiğinde;
    5271 sayılı CMK"nın 174/2 maddesine göre “suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine” karar verilememesi, şüpheli ... hakkında iddianamede anlatılan eylemin “parmak izi ile tespit edilen PKK/KCK terör örgütü kapsamında 09.10.2012 tarihinde Aile Danışma Yaşam ve Kadın Yaşam Merkezine (SODES) yönelik gerçekleştirilen” eylem olması ve hakkında yalnızca işlediği iddia olunan bu eylemle ilgili olarak sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasının talep edilmesi birlikte dikkate alındığında CMK"nın 170/2 maddesi uyarınca soruşturma evresinde toplanan mevcut delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu, bu nedenle Cumhuriyet savcısının dava açmasında zorunluluk halinin söz konusu olup, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ile yargılama sırasında sunulacak delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
    İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
    IV) SONUÇ VE KARAR:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2016 gün ve 2016/856 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına Bozulmasına,
    Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Hemen Ara