Esas No: 2017/2122
Karar No: 2017/5395
Karar Tarihi: 20.11.2017
2911 sayılı Kanuna muhalefet etme - Kamu malına zarar verme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2122 Esas 2017/5395 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2911 sayılı Kanuna muhalefet etme, Kamu malına zarar verme
Hüküm : 1- TCK’nın 152/1-a, 62, 50/1-a, 52/2, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-2911 sayılı Kanunun 28/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
3-2911 sayılı Kanunun 28/4, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında hüküm kurulurken mala zarar verme suçunda temel cezanın alt sınırdan tayin edilmesi karşısında, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 65. maddesi ile TCK"nın 152/1. maddesinde yapılan değişiklik ve adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasındaki TCK 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarat sonuca etkili görülmemiş, alt sınırdan ceza tayin edilmesine rağmen “1 yıl” ibaresinden önce “teşdiden” ibaresinin yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş, sanığın örgüt adına işlediği mala zarar verme suçundan verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiğiningözetilmemesi ise aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde, eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B-Sanık hakkında 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve 28/4. maddelerine muhalefet etme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelenmesinde;
1-2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesine muhalefet etme suçu yönünden yapılan incelemede;
2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ""Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek"" fiili; hazırlıklar da dahil olmak üzere toplantı veya yürüyüşün yapılabilmesi için gerekli her türlü işlemi yapmak; ""yasadışı toplantı ya da gösteri yürüyüşünü yönetmek"" fiili; topluluğun dağılmaması, amaçlanan doğrultuda devam etmesi için topluluğa ya da etkin bazı kişilere gerekli talimatları vermek, duruma göre, insiyatif geliştirmek, gerekli idare işlemlerini yapmak, topluluğu hareketlendirmek ve yönlendirmek; ""kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşünü düzenleyen ve/veya yönetenlerin hareketlerine katılmak"" fiili ise, bu toplantı veya yürüyüşü düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla birlikte, bizzat toplantı ve yürüyüşte hazır bulunarak bu kişilerin hareketlerini paylaşmak anlamına gelmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 2011/39 Esas, 2012/37 Karar sayılı kararı; RG:13.10.2012, 28440; Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 22.06.2016, 2016/1725-4550 sayılı kararları)
2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup, bu suçun oluşması için failin ""düzenlemek, yönetmek veya düzenleyen veya yönetenlerin hareketlerine katılmak"" fiillerinden birini işlemesi suçun oluşması için yeterlidir. Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.06.1979 gün ve 232-303 sayılı kararında da; 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinin suç tarihindeki karşılığını oluşturan 171 sayılı Kanunun 18/1. maddesindeki yazılı suçun; kanunsuz toplantı ve yürüyüşün ""tertip edilmesi"", ""idare edilmesi"" ve ""tertip ve idare edenlerin hareketlerine bilerek iştirak edilmesi, hareketlerinin paylaşılması"" durumunda oluşacağı ifade edilmiştir.
2911 sayılı Kanunun 32. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi yönünden ise, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında kolluk tarafından dağılmaları yönünde ihtar yapılan topluluğun ihtara uymaması üzerine zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar edilmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinde belirtilen şekilde kanuna aykırı olarak yapılan gösteriyi düzenlediği, yönettiği veya düzenleyen ve yöneten kişilerin fiillerine iştirak ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ancak olayların gerçekleştiği tarihte tutulan olay tutanağı getirtilip gerektiğinde tutanak mümzileri dedinlenilmek suretiyle ikaz ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar etmiş ise eyleminin 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-2911 sayılı Kanunun 28/4. maddesine muhalefet etme suçu yönünden yapılan incelemeye gelince;
Sanık savunması, görüntü inceleme ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın 01.04.2014 tarihli yasa dışı gösteriye elinde taşla birlikte katıldığının sabit olduğu, ancak elindeki taşı güvenlik güçlerine attığına dair delil bulunmadığı anlaşıldığından sanığa isnat olunan eylemin 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine muhalefet etme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Uygulamaya göre de;
TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 20.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.