Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2020 Esas 2017/5203 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2020
Karar No: 2017/5203
Karar Tarihi: 31.10.2017

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2020 Esas 2017/5203 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2017/2020 E.  ,  2017/5203 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
    Hüküm : TCK"nın 314/3, 220/6 maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanığın zırhlı polis aracına doğru tabanca ile ateş etmesi eyleminden dolayı silahlı tehdit suçundan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür.
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede
    Oluşa ve dosya kapsamına göre; atılı suçun işleniş şekli, sanığın kastının yoğunluğu ve suçun gerçekleştiği yer dikkate alındığında eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı gözetilerek hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, TCK’nın 314/3. maddesindeki atfın niteliği ve TCK’nın 220/6. maddesindeki yasal düzenleme ile aleyhe temyiz bulunmaması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin tespit edildiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, yukarıdaki tenkit sebebi dışında eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara