Esas No: 2019/3706
Karar No: 2021/4038
Karar Tarihi: 15.06.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3706 Esas 2021/4038 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 31/01/2017 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 30/04/2019 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15/06/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... karşı taraf davalı vekili Av. Muhammed Reşat İskenderoğlu geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 62 parsel nolu taşınmazda müvekkillerinin murisi ...."ın hissedar olduğunu, bu parsellerde müşterek maliklerden ... ve ..."nun hisselerini 09.03.2009 tarihinde davalıya sattıklarını, bu nedenle taşınmaz üzerinde yasadan doğan şufa hakkını kullanmak istediklerini, davalının tapu kütüğündeki payının iptaliyle müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının söz konusu satış işlemini yapıldığı gün ve öncesinde öğrendiğini, bu nedenle üç aylık önalım hakkını kullanma süresinin dolduğunu, dava hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. İlgili karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/16750 Esas, 2013/9607 Karar sayılı hükmü ile onanmış olup davacının Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru neticesinde mahkemeye erişim hakkı ihlal edildiğinden Mahkemenin 2009/307 Esas, 2017/564 Karar sayılı hükmü sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosya ilk derece mahkemesine gönderilerek yeni esasa kaydedilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Paylı mülkiyet nedeniyle doğan önalım hakkı ancak paylı mülkiyet devam ettiği sürece mevcuttur. Önalım hakkı paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kullanılabilir. Taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde önalım hakkı düşer.
Somut olayda, dava konusu 62 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma sonucu kapatıldığı, 2477 ada 6, 7, 8 parseller ile 2478 ada 1, 2, 3 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü mahkemece getirtilen tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Söz konusu yeni oluşan taşınmazlarda davacıların murisi ve davalının müşterek paydaşlık durumlarının kalmadığı anlaşılmıştır. Taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde önalım hakkı kullanılamayacağı gözetilerek bu gerekçe ile mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.