Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Suç üstlenme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4327 Esas 2016/6692 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4327
Karar No: 2016/6692
Karar Tarihi: 08.12.2016

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Suç üstlenme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4327 Esas 2016/6692 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/4327 E.  ,  2016/6692 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Suç üstlenme
Hüküm : Hükmün açıklanması ile; 1-TCK"nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2, 62, 50/3, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-TCK"nın 270, 62, 50/3, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A- Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin temyiz incelemesinde;
Hakkında, herhangi bir yükümlülük öngörülmeyerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkum olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan hükümdeki cezasının adli para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden, hükmolunan cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesine karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, ayrıca adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceğinden, hüküm fıkrasındaki TCK"nın 52/4. maddesi gereğince yapılan ihtarat sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B-Sanık hakkında suç üstlenme suçuna azmettirme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
1-TCK’nın 270. maddesinde tanımlanan suç üstlenme suçunun oluşması için, failin yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirmesi ve üstlenilen fiilin de suç oluşturması gerekir. Somut olayda ise; almış olduğu alkolün etkisiyle yapmış olduğu maddi hasarlı kaza sonrası, arkadaşı Süleyman Yabacı"dan kaza sırasında aracı kendisinin kullandığını söylemesini istemesi üzerine, alkolsüz olduğu anlaşılan Süleyman Yabacı"nın da emniyete giderek görevli memurlara kaza sırasında aracı kendisinin kullandığını bildirmekten ibaret eyleminin TCK"nın 38/1. maddesi yollamasıyla 283/1. maddesinde tanımlanan suçluyu kayırma suçuna azmettirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a-Hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkum olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan hükümdeki cezanın miktar ve niteliği itibariyle, değiştirilmeksizin açıklanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
b-Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK"nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

Hemen Ara